“A plentiful stash of flowers and fruit, Condrieu has a temperament as big as its terroir is small. A constant starburst of fragrances and flavours. Heady pleasure indeed.” Christophe Tassan (Sommelier and Rhone Ambassador)
Kuzey Rhone’da Cote-Rotie’den güneye doğru devam ediyoruz. Ampuis köyünü geçtikten sonra, çok değil sadece 5 km mesafedeki Condrieu köyüne girdiğimizde bağların rengi değişir… Burada hakim üzüm beyazların en aromatik olanlarından biridir: Viognier…
Bir hikayeye göre Dalmaçya topraklarından çıkıp Rhone vadisine yolcuk yapmış olan Viognier, tahmin edileceği üzere Romalıların bu bölgedeki varlığıyla hayat bulmuş. Her ne kadar MS. 92’de İmparator Domitian askerleri üzerinde zararlı etkisi olduğu için Viognier asmalarının sökülmesi emrini vermiş olsa da MS 281’de bu kez İmparator Probus, bu kez tam tersi bir sebeple asmaları tekrardan bölgeye diktirmiş… 19. yüzyılın en önemli gastronomlarından olan ve Curnonsky adıyla bilinen Maurice Edmond Sailland, Chateau Grillet genelinde anlattığı Viognier’yi Fransa’nın en iyi beyazlarından biri olarak kabul etmiş…
Hiç şüphesiz özellikle 20. yüzyıl başından itibaren komşusu Cote-Rotie gibi Condrieu de filoksera, savaşlar, ekonomik bunalımlardan çok etkinlenmiş. 1960lara gelindiğinde öyle böyle değil sadece ama sadece 10 hektar bağ alanı kalmış tüm apelasyonda. 1940da oluşturulan apelasyon ilk olarak Condrieu, Verin ve Saint Michel köylerini sonrasında 1967’de Chavanay, Saint Pierre de Boeuf, Malleval ve Limony köylerine kadar uzansa da toplamda 10 hektarlık bağ alanı varmış sadece. Hatta öyle ki bu dönemdeki rekoltelerden birinde Oz Clarke toplamda sadece 1900 litre şarap üretildiğini yazar “Grapes & Wines” isimli kitabında. Oz Clarke, özellikle Fransa’da Beaujolais kralı Georges Duboeuf’un Ardeche bölgesindeki yeni dikimleri sonucu ve tabi ki yeni dünyanın yavaş yavaş Viognier’ye önem vermesiyle bu eşsiz üzümün tekrardan Fransa’da ve sonrasında da dünyada yayılmaya başladığını anlatır.
Bölgede hava Cote Rotie’den çok da farklı değildir. Yine ılıman nitelikte bir karasal iklim ama yazlar şüphesiz sıcak olur; ki Viognier de zaten sıcağı sever değil mi? Eğimli dik bağlar güneyli yönlerde yer alırken üst katmanda “arzelle” adıyla anılan dekompozite granit, mika, şist ve kilden oluşan toprak altta da granit bazlı kaya katmanları hakim olur bağlara… Özellikle Condrieu nezdinde Viognier’ye o meşhur çiçek bahçesi, hanımeli, sarı meyve bazlı aroma profillerini veren aromatik yapının topraktaki “arzelle” katmanı sayesinde oluştuğu bilinmekle beraber aşırı yağmurlarda yaşanan erozyonla beraber bu toprak katmanının aşağıya doğru kayma durumu da var. Bağcılar kayan toprağı tekrardan doldurmakla da uğraşıyorlar bir yandan… Bölgeye son yaptığım ziyarette Malleval tarafında Domaine Pierre Gaillard’ın Condrieu bağlarında gördüğüm eğimli arazi bu bölgede bağcılık yapmanın ne kadar zor olduğunu bana tekrardan hatırlattı… Tabi karşılığında da şişede duran gerçek bir sarışın güzel var diyebiliriz elbet…

Condrieu Bağları – Malleval (Domaine Pierre Garillard)
Pierre Gaillard’da 2 farklı Condrieu tatma fırsatım olmuştu. Bunlardan 2015 rekoltesi Condrieu klasik ıhlamur, hanımeli, olgun sarı ve tropik meyve aromalarının bütünleştiği ve asiditenin orta seviyelerde durduğu, gövdeli ve yağlımsı yapıda zarif bir şarap iken, henüz yeni şişelenmiş ve L’Octroi etiketiyle çıkan 2016 Condrieu ise 2015te karşımıza çıkan aroma profiline ek olarak çok daha canlı, daha gövdeli ve konsantre bir yapıdaydı. Mineralsi bitimiyle de ayrı bir kompleks havadaydı. Üreticiye aradaki farkın nerden geldiğini sorduğumda L’Octroi’nın üst katmanda çok daha fazla granit taş barındıran bir bağdan geldiği cevabını aldım. Her iki şarap da 6 ay kadar eski fıçılarda olgunlaştırılmıştı bu arada. Condrieu’de bazı üreticiler kısa bir süre “skin contact” yaparak şarabın aromatik yapısını artırmayı da hedefliyorlar. Bazıları ise buna girişmiyor ve üzümü direk sıkıyor. Üreticilerin çoğu malolaktik fermantasyon yapmayı ve fıçıda olgunlaştırmayı tercih ediyor. Tabi fıçı kullanımını dengede tutmaya çalışıyorlar zira üzümün kendi karakteristik aromalarını bastırmamaya özen gösteriyorlar. Asit seviyesi açısından düşük-orta seviyelerde şaraplar veren Viognier’de mevzu bahis kendine has aroma karakterinlerini koruyabilmek ancak çok düşük asitli Viognier’ler (özellikle aşırı sıcak yıllarda veya bazı yeni dünya ve Güney Fransa şaraplarında) damakta çok gevşek kalabiliyor ve keyif vermiyor. Dünya genelinde bazı üreticiler bu yüzden erken hasat yapıp daha yüksek asiditeye ulaşmak istediklerinde bu kez yeterli olgunlaşmanın sağlanmaması yüzünden aroma profilinde eksiklik yaşanabiliyor…
Condrieu’den bahsederken tabi Chateau Grillet adında, her ne kadar Condrieu sınırları içinde olsa da kendine has bir apelasyona sahip olan tek bağ (monopole) üreticisinden bahsetmemek olmaz sanırım. Sadece 3,5 hektar bağ alanına sahip ve 1936’da kendi başına bir apelasyona tabi olan Chateau Grillet bu anlamda Fransa’nın en eski ve en küçük apelasyonlarından biri. Tarihsel olarak önemi olan Fransız şatolarından biri olan Chateau Grillet her daim Lyon burjuvazisinin sahibi olduğu bir yer olmuş. 1648’de şatonun sahibi Fransız geometrici Désargues bir diğer ünlü Fransız geometrici arkadaşı Pascal’ı şatosunda ağırlamış. 1820’den beri şatonun sahibi olan Neyret-Gachet ailesi 2011’de şatoyu aynı zamanda dünyaca ünlü Bordeaux şatosu Chateau Latour’un da sahibi olan Fransız milyarder François Pinault’ya satmış…
Chateau Grillet apelasyonu ve Condrieu apelasyonu kuralları arasında bazı temel farklılıklar var. Bunlardan ilki, hektar başına düşen asma sayısı Chateau Grillet’de 8000 asma iken Condrieu’de 6500… Bu anlamda Chateau Grillet’de 1,25 metrekarede bir asma düşerken, Condrieu’de bu 1,5 metrekarede bir asma olarak karşımıza çıkıyor. Chateau Grillet’de çok daha sık bir dikim var yani. Chateau Grillet’de hektar başına asma yükü 7500 kg iken Condrieu’de 8000 kg, verimde ise Chateau Grillet temelde 37 hl/hektar iken Condrieu 41 hl/hektar olarak karşımıza çıkıyor. Tabi bu rakamlar hedeflenen maksimum değerler ki üreticiler çoğunlukla daha düşük verim alıyorlar aslında…
Bugün yaklaşık 170 he kadar toplam bağ arazisi üzerinde üretim yapılan Condrieu’de ortalama bir rekoltede yaklaşık 4900 hl şarap üretiliyor ve şarapların %26sı ihraç ediliyor… Dünya hiç kuşkusuz daha çok Condrieu’yu hakkediyor…
Condrieu’den sonra sırada zarif Syrah’ların bölgesi St Joseph var…