Rhone Vadisi (1)… Côte-Rôtie…

«Il n’y a pas de grands vignobles prédestinés, il n’y a que des entêtements de civilisation.» Pierre Veilletet

Kaderi önceden çizilmiş büyük bağ yoktur, sadece uygarlığın inatçılığı vardır.” Pierre Veilletet

İsviçre’nin Valais bölgesinin kuzeydoğusunda Alp Dağları’ndaki “Rhone Buzulu”nda doğarak Alplerin arasından kıvrılıp Cenevre gölüne giriş yapar Rhone Nehri… Gölü Cenevre’de terk edip Jura Dağları’ndan Fransa’ya girerek Lyon’da Saone nehriyle birleşerek artık Fransa’nın en ünlü vadilerinden birini oluşturup güneye yani Akdeniz’e doğru akmaya devam eder… Bizim hikayemiz de tam da burada başlar…

Bu yazı dizisinde Fransa’da en sevdiğim şarap bölgelerinden biri olan Rhone Vadisi’ni ele alacağım. İlk durağımız Kuzey Rhone’nun en kuzeyindeki apelasyon “Côte-Rôtie”…

Côte-Rôtie

Lyon Havaalanı’na vardıktan sonra araba kiralayıp “Autoroute de Soleil (Güneş Otobanı)” olarak adlandırılan A7’den güneye doğru inerken, yaklaşık 20 dakika içinde sağınızda güneye bakan dik yamaçlarda bağlar yükselir… Burası “Cote Rotie” topraklarıdır… Hele ki Vienne şehrine çok yakın konumda A7 otobanında Rhone nehri geçişi muhtemelen Fransa’daki en güzel “otoban” manzaralarından birini sunar… Lyon’un 35 km kadar güneyindeki Ampuis köyü Kuzey Rhone için başlangıç bölgesi kabul edilebilir.

La Mouline (32)

Guigal La Mouline Bağları  http://www.guigal.com/fr/phototheque.php

Yaklaşık 2000 yıl öncesinden beri yani Romalılar’ın bu topraklara egemen olduğu dönemden beri bağcılık yapılan Cote Rotie de oldukça dik teraslı yamaçlara kurulu bağların bazı bölümleri yaklaşık 60 derecelik eğime ulaşarak sadece Rhone Vadisi’nin değil aynı zamanda Fransa’nın da en dik yamaçlı bağ bölgelerinden birini oluşturur. Resmi olarak adı konulmuş 73 farklı parsel bağ alanının (lieux-dits) bulunduğu Cote Rotie’den bahsederken iki önemli yamaçtan da bahsetmek elzemdir: Cote Blonde ve Cote Brune… Biri sarışın diğer kumral iki güzeli tanımlayan yamaçlar bunlar… Bu iki yamaçtan daha güneyde bulunan Cote Blonde kum, granit, şist kayaçları ve kireçtaşı ağırlıklı bir toprak yapısına sahipken; Cote Brune’da kil ve demir yönünden zengin, granit, mika şist kayaçları ve kireçtaşı tabakaları bulunuyor. Bu haliyle zaten Cote Brune adından da anlaşılacağı gibi Cote Blonde’a göre daha koyu renkli bir toprağa sahip. Bunun “genel olarak” şaraba yansımasına baktığımızda ise Cote Brune’da komşusu Cote Blonde’a göre daha güçlü, tanik ve maskulen stil şaraplar çıkarken; Cote Blonde’da ise daha zarif, yuvarlak ve feminen stilde şaraplar çıktığını görüyoruz.

Cote Rotie sadece kırmızı şarap bölgesidir. Kırmızı üzüm olarak tamamen Syrah’nın hakim olduğu bu bölgede apelasyon kuralları gereği %20’ye kadar Viognier de eklenebilir. Ancak üreticilerin çoğu ya %100 Syrah kullanırlar ya da Viognier oranını genelde %3-5 civarlarında tutarlar. Burada önemli olan konulardan biri ise Viognier kullanan üreticilerin Syrah ile Viognier’yi birlikte fermantasyona tabi tutma zorunluluğudur.

Yamaçların aşırı eğimli olması buradaki bağcılığın da teknik olarak son derece zor olmasına sebep olmuştur. Bağlarda her bir asma toprağa gömülü ahşap kazıklara bağlanmıştır. Dik yamaçların haricinde kayaç toprak katmanları bağcılar için çalışmayı son derece zor ve tehlikeli hale getirmektedir. Bu da tabi işçiliğin daha da önem kazanmasına ve şarapların sonuçta daha da pahalı olmasına yol açmış ve üreticileri alternatif yöntemlere yöneltmiştir. Örneğin, Fransa’nın bu en zorlu bağlarında çalışan üreticilerden Domaine Barge ve Domaine du Monteillet gibi üreticiler bağlarına “monoray” sistemi kurmuşlardır.

La Garde_z

Guigal Chateau d’Ampuis – La Garde Bağı  http://www.guigal.com/fr/phototheque.php

 

Kuzey Rhone’nun bu bölgesi “biraz daha ılıman” sayılan bir karasal iklime sahip olup; aynı zamanda Kuzey Rhone apelasyonları arasında “doğal olarak” en serin iklime sahip bölgedir. Burada efektif olan faktörlerden birisi de rüzgar faktörüdür; zira, güney yamaçlara bakan bağlar kuzeyin soğuk rüzgarlarından korunurken, güneyden gelen sıcak kuru rüzgarlar bağlardaki hastalıklara ilaç olmakta ve üzümlerin gelişiminde olumlu rol üstlenmektedir. Muhtemelen “Cote Rotie” (kavrulmuş/fırınlanmış yamaç) isminin geldiği nokta da muhtemelen bu sıcak rüzgarların oluşturduğu ortam olsa gerek…

19. yüzyılın ikinci yarısında tüm Fransa’yı etkileyen filokserayı bir kenara koyarsak, muhtemelen Cote Rotie’nin yaşadığı en büyük felaket Büyük Savaş olarak da adlandırılan 1914-1918 yılları arasındaki 1. Dünya Savaş’ı sırasında 150 bağcının yok olmasıdır. Bu büyük felaket sonucunda bağlar terkedilmiş ve uzun yıllar sonra 1960’ta Cote Rotie’deki bağ alanı 60 hektara kadar düşmüştür. 1940’ta oluşan Cote Rotie apelasyonundan 6 yıl sonra 1946’da kurulan Etienne Guigal’in olağanüstü gayretleri sonucunda Cote Rotie’de bağcılık 70ler ve özellikle 80lerden itibaren tekrardan canlanmaya ve Fransa’nın en önemli bölgelerinden biri haline gelmeye başlamıştır. Winemaker Michel Ogier’nin de dediği gibi “Guigal olmasaydı bugün Cote Rotie olmazdı. Apelasyonu çeken lokomotiftir Guigal…”

cote_rotie_la_landonne_1

La Landonne Bağı  http://www.guigal.com/fr/phototheque.php?id=11

 

Guigal’in artık efsane haline gelen La-La serisi şaraplarından “La Mouline” Cote Blonde bağlarından gelirken, “La Turque” ve “La Landonne” ise Cote Brune bağlarından gelmektedir. Bunlardan La Landonne 45 derece eğimli bağlarıyla en dik bağlardan toplanan üzümlerden yapılan bir şaraptır.

Guigal haricinde bölgenin diğer önemli üreticileri arasında Domaine Jamet, Gilles Barge, Domaine Ogier, Domaine du Monteilley, Pierre Gaillard, Bernard Burgaud ve Clusel Roch sayılabilir…

Günümüzde Ampuis, Saint Cyr sur le Rhone ve Tupin et Simons köyleri çevresinde deniz seviyesinden 180 ila 325 metrede yaklaşık 280 he bağ alanında faaliyet gösterilen Cote Rotie’de apelasyonun izin verdiği verim hektar başına 40 hektolitre olmasına rağmen genelde ortalamada verim hektar başına 32 hektolitrede kalmakta. Ortalama rekoltelerde yıllık yaklaşık 1,2 milyon şişe üretim yapılmakta. Üretimin yaklaşık %30’u ise ihraç edilmekte…

Son olarak Cote Rotie’de son yıllarda konuşulan şarap yapım stillerini ele alalım… Tıpkı Barolo ve Barbaresco’da olduğu gibi burada da gelenekselci ve modernist yaklaşımlar hakim ancak tartışmalar Piemonte’deki gibi çok yüksek sesle ve “ayrımcı” nitelikte olmadı Cote Rotie’de… Üreticiler çoğunlukla bu konuyu çok daha yumuşak tonda ele aldılar…

Geleneksel stil Cote Rotie üretiminde olgunlaştırma çoğunlukla kullanılmış eski büyük fıçılarda (foudre vb) yapılırken, modern stilde (belki de bunda Parker’ın da bir etkisi var mıdır, kim bilir) daha çok 225 litrelik yeni meşe fıçılarda yapılmakta. Bir başka önemli nokta ise geleneksel stil üretim yapanların çoğunlukla “whole bunch” diye adlandırdığımız şekilde yani salkımları saplardan ayırmadan fermante etmeleri. Modernistler ise her daim sapları ayırarak fermantasyon sürecine başlıyorlar… Özellikle Cote Rotie’deki geleneksel/modernist yaklaşım konusunda New York Times yazarı Eric Asimov’un çok güzel bir yazısı var okumanızı öneririm:

http://www.nytimes.com/2012/02/08/dining/reviews/cote-rotie-and-its-various-styles-the-pour.html

Cote Rotie’yle beraber Kuzey Rhone’a keyifli bir başlangıç yaptık… Bir sonraki yazıda Condrieu’de Viognier’nin izin gideceğiz…

About Murat Mumcuoglu

Organizing wine tastings, food & wine events and winery tours ... Holder of WSET Level 3 certificate...
Bu yazı cote rotie, Fransa, Fransız şarapları, Shiraz/Syrah, Uncategorized, Viognier, şarap dünyası, şarap gezileri, şarap turizmi içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s