Türk Hava Yolları’nın TK1391 sefer sayılı uçağı Bordeaux’nun orta halli Merignac Havalimanı’na inişe geçerken, uçağın sağ tarafından Garonne nehrinin Dordogne nehri ile buluştuğu ve “La Gironde” adını aldığı haliç ve hemen sonrasında Medoc bağlarına şöyle bir bakıyorum… Havanın az bulutlu ve açık olması sayesinde geniş bağ alanları daha net görünüyor, bağların yanında başlayan ormanların yeşil rengi ile Gironde’un çamurumsu rengi ayrı bir bütünleşiyor… Bordeaux’ya indiğinizde ise B terminalinin hemen yanında minik bir üzüm bağı karşılar misafirleri, pek çok insan terminal önünden kalkan otobüsleri beklerken farkında olmaz aslında ama muhtemelen dünyada içinde bağ bulunduran tek havalimanıdır Bordeaux…
Daha evvel bu blogda birkaç kez daha Bordeaux ve çevresi ile ilgili yazılar yazmıştım ancak bu kez ayrı bir heyecanı taşıyan bir etkinlik için bu yazıyı kaleme almaya karar verdim…
23-26 Haziran tarihleri arasında bu yıl 10.su düzenlenen Bordeaux Şarap Festivali’nin atmosferini yaşamak için Bordeaux’dayım. Festival her iki yılda bir yapıldığından şarap severler bu ünlü festivali hasretle bekliyorlar diyebilirim. Bu yılki festival için Bordeaux Belediyesi başta olmak üzere organizatörler çok ciddi bir çalışma ve bolca aktivite oluşturmuş ve festival programını geniş tutmuş.
Önce biraz festival biletinden bahsedeyim. Festival açılışından 3 gün öncesine kadar online olarak 16 €’dan satılan festival bileti sonrasında 21 €’dan satıldı. Festivalde aldığınız online biletinizi festival bilet gişelerinden manyetik okuyuculu bir kart ve yanında verilen festival kadehi ve özel kılıfı ile değiştiriyorsunuz. Ayrıca pakete dahil olarak minik bilgilendirme broşürleri, kavında sadece Bordeaux şarapları yer alan onlarca Bordeaux restoranın listesini içeren küçük bir kitapçık ve 1 günlük toplu taşıma bileti de festival biletine dahil edilmişti. Biletle ilgili güzel olan şeylerden biri biletin tüm festival boyunca geçerli olmasıydı. Yani ilk gün aldığınız bileti son güne kadar rahatlıkla kullanabiliyordunuz.
Festival şarap kadehinde 5 cl limit çizgisi oluşturulmuştu ki bu önceki katıldığım festivallere göre ziyadesiyle iyi bir limitti aslında. Festivalde oluşturulan 11 büyük şarap standından birer adet şarap ve en beğendiğiniz 2 şarapla beraber toplamda 13 şarap tadımı bilet kapsamındaydı. Tadımlar için standlardaki manyetik okuyucudan kartınızı okutup istediğiniz yerden şarabınızı tadabiliyordunuz.
Şarap tadımlarının dışında bilete dahil farklı aktiviteler de vardı. Bordeaux Şarap Okulu “Ecole du Vin”in standında yer alan çeşitli şarap atölyelerinden birine katılmak, Bordeaux’nun en büyük negosiyanlarından ve şarap mahzenlerinden birisi olan Millesima mahzenlerine gezi, Ulusal Gümrük Müzesine ücretsiz giriş gibi farklı aktiviteler de bilete dahildi. Ayrıca festival boyunca çeşitli inidirimler ve hatta bir kadeh köpüklü şarap eşliğinde sınırlı sayıda Theatre Barriere Kumarhane jetonu dahi festival kapsamında bilete dahil edilmişti… Kısacası Bordeaux Şarap Festivali’nin şehirde farklı sektörlerin katılımıyla geniş bir ekonomiye hitap etmesi amaçlanmıştı…
Festival alanında toplamda 80 apelasyonun dahil olduğu 11 farklı şarap standı vardı ve bu standlar Bordeaux’ya hayat veren Garonne nehri boyunca yaklaşık 2 km uzunluğunda “köy (village)” olarak adlandırılan 3 ayrı alanda yer alıyordu. Gündüz saat 11den gece yarısına kadar açık olan festival alanına giriş serbest ancak aktiviteler ve şarap tadımları için bilet kullanılması zorunluydu. Şarap tadımlarının yapıldığı standların bölge/üretici veya stil bazlı ayrıştırılmış olması güzel düşünülmüş bir uygulamaydı. Bordeaux apelasyonları Medoc/Graves, Rosé/Blanc/Crémant de Bordeaux/Entre deux Mers, Bordeaux/Bordeaux Superieur Rouge, Cotes de Bordeaux, St Emilion/Pomerol/Fronsac ile Sweet Bordeaux standlarına dağılmış iken Güney Batı Fransa’da yer alan Madiran, Pacherenc du Vic Bilh, Jurançon, Irouleguy vb apelasyonlar için de ayrı bir stand kurulmuştu. Ayrıca Mouton Cadet, Cordier ve Baron de Lestac gibi büyük üreticilerin de olduça büyük ayrı ayrı standları vardı.
Festivalin “Village 3” olarak adlandırılan alanında yemek standları yer alıyordu. Yemek standı derken tabi bu festivalin Fransa’da özellikle de Güney Batı Fransa’da olmasından yola çıkarak doğal olarak bölge mutfağının önemli örneklerinin yer aldığı (başta kaz ciğeri, yöresel şarküteri ve peynirler ile tabi ki istiridye) yemek standları mini restoran havasını yaşatıyordu. Bu noktada önemli gördüğüm bir eksiklik yemek alanlarında hiç gölgelik vb bir alan yaratılmamış olmasıydı zira festivalin ilk iki günü oldukça sıcak ve üçüncü günü de hafif yağmurlu bir havada geçti. Bu anlamda yemek alanında yemek yerken direk olarak hava şartlarına maruz kalıyordunuz…
Festivalde en dikkat çekici standlardan birisi “Ecole du Vin”in kurduğu standtı diyebilirim. Festival alanının tam ortasında Village 2’de yer alan bu standta hem Bordeaux şarapları hakkında genel bilgilerin olduğu görseller, hem Bordeaux şaraplarına özgü aroma profillerini anlatan büyük koku fanusları hem de çeşitli şarap atölyelerinin yapıldığı farklı alanlar yer alıyordu. Yukarıda da yazdığım gibi festival biletine dahil olan aktiviteler arasında Ecole du Vin’in yaptığı farklı tadım atölyelerinden herhangi birine bir seferliğine katılmak ücretsizdi. Ayrıca standta beğendiğim aktivitelerden birisi de standın üstüne kurulan yapay bir teleskopla Bordeaux çevresindeki bağ alanlarının dahil olduğu 6 farklı kısa filmin izlenebilmesiydi.
Festivalin sponsorlarından olan Nadalié fıçıları hem fıçıdan yapılmış aksesuarların sergilendiği kendi standını kurmuş hem de tüm festival alanına bolca fıçı koyarak alanda güzel bir görsellik kazandırmasının yanında ziyaretçiler için de bir nevi masalar oluşturmuştu…
Tüm bunlar olup biterken Bordeaux Şarap Festivali tabi ki sadece festival alanıyla sınırlı değildi. Festivalden aylar öncesinde açıklanan programda festival kapsamında farklı tadım etkinlikleri ile şaraphane ve bağ gezilerinin de olacağı açıklanmıştı. Tadım etkinlikleri festival alanına çok yakın konumda olan ünlü “Palais de la Bourse”ta yer alıyordu ve etkinliklere giriş için internetten ayrı bir bilet almak gerekiyordu. Benim de önceden online olarak rezervasyon yaptırıp bilet aldığım “1855 Grands Crus Classés” tadımında Palais de la Bourse’un tarihi “Tourny” salonunda ağırlandık. 1855 Grands Crus Classés klasmanında yer alan ve Haut-Medoc, Margaux, Saint-Julien, Pauillac, St Estephe ile Barsac ve Sauternes apelasyonlarından birer önemli temsilcisi Tourny salonunda küçük birer stand kurmuşlar ve tadım için yerlerini almışlardı.
Haut-Medoc’u temsilen Chateau de Camensac 2006 ve 2009 rekolteleriyle, Margaux’yu temsilen Chateau Boyd Cantenac 2005 ve 2013 rekolteleriyle, Saint-Julien’i temsilen Chateau Langoa Barton 2006 ve 2012 rekolteleriyle, Pauillac’ı temsilen Chateau Lynch Bages 2007 ve 2011 rekolteleriyle, Saint Estephe’i temsilen Chateau Lafon Rochet 2006 ve 2012 rekolteleriyle, Barsac’ı temsilen Chateau Coutet 2009 ve 2011 rekolteleriyle ve Sauternes’i temsilen de Chateau d’Yquem 2008 rekoltesiyle etkinlikte yer almıştı. Tadım etkinliğinde başta Amerikalılar olmak üzere yabancıların ilgisi bir hayli fazlaydı diyebilirim.
Bordeaux Turizm Ofisi, festival kapsamında “Pass Vignobles” isminde Bordeaux çevresindeki bağlara ve şatolara özel tur programları düzenledi. Hatta bu programlar arasında teknede özel bir nehir turu ile St Emilion turu da yer alıyordu. Turlar bilet ücretine dahil değildi ve ekstra olarak internet üzerinden satılıyordu.
Bu yılki festivale dünya şarapçılığında önemli yeri olan 7 farklı şehir/bölge davet edilmişti. Bu bölgeler Bilbao- Rioja, Cape Town – Cape winelands, Mainz – Rheinhessen, Mendoza, Porto, San Francisco – Napa Valley ve Valparaiso – Casablanca valle idi… Ayrıca Bordeaux şarapları üzerine festival düzenleyen Quebec, Brüksel ve Hong-Kong da festivale davet edilen şehirler arasındaydı. Beni biraz hayal kırıklığına uğratan durumlardan birisi özellikle yukarıda bahsettiğim dünyanın farklı yerlerinden davet edilen 7 farklı şarap bölgesi için festival alanında tek bir stand kurulması ve o standın da basit bir tanıtım standı olmaktan öteye geçememesi oldu. Bu bölgelerin şarap tadımları tıpkı 1855 Grands Crus Classés tadımında olduğu gibi Palais de la Bourse’ta ekstra bilet satılarak yapıldı.
Festival kapsamında yapılan alternatif aktivitelerin belki de en güzellerinden birisi de sokak sanatçılarına ayrılan özel bir bölümdü ve sanatçılar burada kendilerine ayrılan alanlara gelip kendi tarzlarında resimlerini festival boyunca yaparak sergilediler. Bunun yanında 1896 yılında Fransa’nın Nantes şehrinde transatlantik kakao ticareti için yapılan Belem yelkenlisi de festival için özel olarak festival alanında Village 1 içindeki rıhtıma yanaşarak festival boyunca ziyaretçilere açık tutuldu. Yine eğlenceli aktivitelerden biri de Lussac Saint-Emilion’da yer alan “Fıçı Çevirenler Kulübünün” (Le Club des Rouleurs de Barriques de Lussac Saint-Emilion) yaptığı fıçı çevirme gösterileri idi. Fıçı çevirme aktivitesinin sadece Fransa’da değil muhtemelen dünyadaki son temsilcileri olan bu arkadaşlar arasında küçüklerin de yer almasına nedense hiç şaşırmadım… Festivalde müzikten dansa, sinemadan plastik sanatlara kadar sanatın farklı dallarının da şarapla buluşturulduğu ve festival etkinlikleri kapsamına alındığı Bordeaux Şarap Festivali güneş battıktan ve hava artık karardıktan sonra bambaşka bir ambiyansa dönüşüyordu…
Festival boyunca hergün akşam saat 23:00’te Palais de la Bourse’un 200 metre uzunluğunda ve 30 metre yüksekliğindeki ön cephesi muhteşem bir ses/ışık şovuyla festivali bambaşka bir ortama sokuyordu. Belçikalı Dirty Monitor sanatçıları ve ünlü ışıkçı Bruno Corsini ve Dushow’un yarattığı “Racines” (Kökler) ismindeki multimedia gösterisi Bordeaux, bağlar, şarap, dünya ve insanın kendisiyle ilgili bir yolculuğa uzanıyordu… Festival alanından Palais de la Bourse’a kadar olan geniş alan boyunca toplanan binlerce kişi her gece ellerinde birer kadeh şarap eşliğinde bu eşsiz gösteriyi izleme fırsatı buldular…
Festival ise her gün akşam saat 23:30’da Garonne nehri üzerindeki bir tekneden atılan yüzlerce havai fişeğin dakikalarca Bordeaux semalarını aydınlatmasıyla son buldu. Her akşam şarabın renklerini temsilen mavi (hava ve su), beyaz (teruar ve beyaz şarap) ve kırmızı (kırmızı şarap) renkten biri ana tema olarak seçilmişti. Fişekler atılırken arka planda 70lerden günümüze Fransız şarkılarının çaldığı ve çoluk çocuk herkesin dansederek izlediği süper keyifli havai fişek gösterileri her akşam festivalin kapanışını temsil ediyordu.
Biraz da rakamlardan bahsedeyim… Festival sonunda açıklanan raporlara göre festivali yaklaşık 650.000 kişi ziyaret etmiş. Toplamda 57.000 festival bileti satılmış (Bu rakamlar bir önceki festivale göre %11’lik bir artış demek bu arada). Yine, benim de katıldığım 1855 Grands Crus Classés tadım etkinliği 15 gün öncesinden tamamen tükenmiş (toplamda 720 kişilik bir etkinlikti bu). 600 ziyaretçi de bağ gezilerine katılmış. Dünya şarapları tadımında sayı biraz daha düşük sadece 161 kişi bu tadımlarda yer almış. Buna karşın Bordeaux Şarap Okulu (Ecole du Vin) standındaki aktivitelere tam 6567 kişi katılmış…
23-26 Haziran tarihleri arasında 4 gün boyunca devam eden festivalin bütçesi 2.475.000 Euro olmuş ve toplamda 1000’in üzerinde şarap üreticisi ve negosiyan ile 320 akredite gazeteci (Fransız ve yabancı) festivalde hazır bulunmuş.
Rakamların ciddiyeti sanırım 25 Haziran Cumartesi günü için verilen rakamlardan daha iyi anlaşılır zira Cumartesi günü boyunca standlarda toplamda 150.000 adet şarap degustasyon için servis edilmiş ve akşam saat 22:45 – 23:00 arasındaki 15 dakikalık süre boyunca (ki o dakikalarda ben de oradaydım mahşeri kalabalığı gayet iyi yaşadım…) tüm standlarda tam 5018 degustasyonu servisi yapılmış ki bu rakam her 6 saniyeye bir şarap servisi demek !
Bir başka ilginç olay ise, festival sırasında hamile bir kadının festival alanında sancılanıp suyunun gelmesi üzerine hastaneye kaldırılmasının ardından bebeğini doğurması ve yeni doğan bebeğe Bordeaux Şarap Festivali’ni düzenleyen organizatörlerin “ömür boyu” giriş bileti vermesi…
Ne diyelim… bizim açımızdan üzerine konuşulacak ve yazacak o kadar çok şey var ki…