Bu yıl 1-3 Şubat tarihleri arasında Angers’deki Fuar Merkezi’nde yapılan 30. Loire Şarapları fuarına ilişkin genel değerlendirmelerimi yazayım istedim…
Beraber Irancy’deki St Vincent Tournante festivaline gittiğimiz Antalya’daki Karaf Şarap Evi’nin sahibi Mustafa Temimhan ile 2 gün boyunca fuarı gezip mümkün olduğunca farklı apelasyonları, bağları, üreticileri, şarap stillerini ve üzümleri tanımaya çalıştık. Fuarda Loire Vadisi’nin tamamını kapsayan 4 ana şarap bölgesi Pays Nantais, Anjou-Saumur, Touraine ve Centre Loire bölgelerinden gelen yaklaşık 400 şarap üreticisi, toplamda 85 apelasyon ve 6 IGP yer almıştı.
Kırmızı, roze, beyaz, tatlı ve köpüklü şarapların tüm stillerinin yer aldığı fuar adeta Loire şarapları üzerine 3 günlük geniş bir tadım okulu gibiydi diyebilirim. Bu anlamda diğer geniş ölçekli şarap fuarlarına göre çok daha konsantre ve tek bir bölgeye özgü olması önemli bir avantajdı… Hatta bu yıl ilk kez Loire vadisi boyunca üretim yapan artizanal bira ve Cidre (elma şarabı) üreticileri için de özel bir alan ayrılmıştı…
Fuar 2 ayrı holden oluşmuştu ve giriş holünde beyaz, tatlı ve köpüklü şaraplar için ana holde de kırmızı ve roze şaraplar için serbest tadım alanları yaratılmıştı. Diğer tüm şarap fuarlarında var mı bilemiyorum ancak serbest tadım alanları aslında gerek şaraplar ve apelasyonlar üzerine gerekse de üreticiler üzerine en azından genel bir fikir vermesi açısından oldukça faydalı idi. Örneğin bizim burada tattığımız bir 2011 Anjou Villages Brissac Cabernet Sauvignon’u oldukça beğenip üreticinin (Chateau la Valiere) standına uğrayıp gerek bu şarap gerekse de diğer şarapları üzerine ayrıca konuşmuştuk.
Bunun yanında giriş holünde “Open Wine Box” konseptli kutu şarapların tadımı vardı ki o da ziyadesiyle ilginçti. Tattığımız bazı kutu şarapları (özellikle Muscadet’ler) kör tadımda birçok kişinin iyi bir şişe sanabileceği konusunda hemfikirdik. Buradaki şarapları tadarken aklıma 2 hafta önce Bordeaux’da bir Fransız sommelier bana bazı kutu şarapları çok beğendiğini ilettiği konuşmamız geldi. Bizdeki malum yasalar gereği kutuda şarap satışı da sizlere ömür oldu tabi…
Fuarda belli başlı resmi kuruluşlar da yerini almıştı. Business France, Centreexport gibi ihracata dayalı kurumların yanı sıra, Bölgesel Gümrük İdaresi, Saumur-Champigny Üreticileri Sendikası gibi kuruluşlar da stand açmışlardı.
İlginç standlardan biri de “Terra Vitis” anlayışıyla üretim yapan üreticilerin topluca açtığı standdı. Terra Vitis genel anlamda ekolojik ve çevreye duyarlı bağcılığı benimseyen ve Fransız Tarım Bakanlığı’nca tanınmış ve “Yüksek Çevresel Değer” sertifikasına sahip üreticilerin oluşturduğu bir birlik. Terra Vitis anlayışıyla üretim yapan üreticiler şişelerine özel bir logo koyuyorlar. Sadece bağcılıkta kimyasal kullanımını kaldırmaya yönelik değil aynı zamanda bağda ve bağ çevresindeki doğal flora alanını korumaya yönelik çalışmaların yapılması, şaraphanedeki atık yönetiminin çevreye uygun hale getirilmesi ile ileriki jenerasyonlara yaşanabilir ve sürdürülebilir bir doğa bırakmayı hedefleyen bir anlayışa sahip Terra Vitis…
Fuarın belli yerlerinde gerek şarap dünyasına ve şarap kültürüne gerekse de Loire şaraplarına ilişkin çeşitli seminerler ve workshoplar vardı. Ayrıca ilginç bir alan da genç bağcılar için ayrılan alan olmuştu. Holler arası geçiş bölümünde Loire Vadisi’nde şarapçılık yapan farklı apelasyonlardan genç bağcılar ve üreticiler stand açmışlardı. Fuardaki bir başka özel tadım alanı ise Fransa Önologlar Birliği’nin ön ayak olduğu ‘Ligers Şarap Yarışması’nda (Concours des Ligers) derece alan şarapların sergilendiği ve tadıldığı alandı…
Fuarda adını daha önce duymadığımız apelasyonlar veya “Pineau d’Aunis” gibi adını ilk kez duyduğumuz Loire Vadisi’ne has bir siyah üzüm çeşidi ile tanışma fırsatımız oldu. Genç bağcıların standlarından biri olan “Noury Corinne” ‘La Cave de Dauvers’ isimli şaraphanesinde ‘Coteaux du Loir’ apelasyonunda bu üzümü monosepaj olarak işlemiş. 2014 rekoltesini tattığımız Pineau d’Aunis açık renkte bir kırmızı şarap olmasına rağmen renge tezat olabilecek nitelikte güçlü tanenlere sahip. Tattığım şaraptaki aroma karakterleri daha çok frambuaz ağırlıklı kırmızı meyvelerin yanında çok baskın karakterde tatlı baharat ve egzotik notlar içeriyordu. Öyle ki, şarap bana gayet ilginç bir şekilde hafızamda Umman’da bulunduğum yıllardan kalan meşhur “Frankincense” ağacının verdiği sakız aromasını hatırlattı… Aynı üretici Pineau d’Aunis’ten roze de üretiyor ve ayrıca %50 Pinot d’Aunis, %35 Gamay ve %15 Cabernet Franc yaptığı ilginç bir kırmızısı da var… Yine Coteaux du Loir apelasyonunun hemen kuzey doğusunda yer alan ‘Jasnieres’ apelasyonunda Chenin Blanc üzümlerinden gayet keyifli beyazlar da yapıyorlar…
Loire’daki önemli Cabernet Franc apelasyonları olan Saumur-Champigny, Chinon, Bourgueil ve St Nicolas de Bourgueil bölgelerinde faaliyet gösteren en beğendiğim üreticilerden Olga Raffault (Chinon), Yannick Amirault (Bourgueil ve St Nicolas de Bourgueil), Bernard Baudry (Chinon), Domaine Filliatreau (Saumur-Champigny), Charles Joguet (Chinon) ve Chateau Targé’nin (Saumur-Champingy) standlarına uğrayıp Cabernet Franc üzerine killi-kalkerli / tuffeau’lu terruarlar ile eski bağların Cabernet Franc üzerindeki etkileri, bölgeye has Foudre ya da Tonneau usulü fıçı kullanımı üzerine bolca sohbet edip, tadımlar yaptık… Olga Raffault’da Les Picasses 2007 ve 2010 (Chinon) ve La Singuliere 2011 (Chinon), Yannick Amirault’da Les Malgagnes 2013 (ST Nicolas de Bourgueil) ve Le Grand Clos 2013 (Bourgueil), Chateau de Targé’de 2013 Cuvée Ferry (Saumur-Champigny) ile 2014 Quintessence (Saumur-Champigny), Bernard Baudry’den de 2014 Les Grezeaux (Chinon) ile 2013 La Croix Boissée (Chinon), Domaine Filliatreau’da da Vieilles Vignes 2014 (Sumur-Champigny)ve L’Affutée 2009 (Saumur-Champigny) yaptığımız tadımlar arasında en beğendiğim Cabernet Franc örnekleri oldu…
Birçok üreticinin fıçı kullanımını mümkün olduğunca optimumda tutmaya çalıştığını, bazı hallerde eski fıçı kullandıklarını dinledik. Öyle ki fuarda görüştüğümüz bir üretici Bordeaux’dan Leoville Las Cases’ten 2-3 yıllık kullanılmış fıçı alıp kendi Cabernet Franc’ları için kullanıyormuş. Chenin Blanc veya Sauvignon Blanc’da light / medium-light toasting veya kırmızılarda tonneau/foudre gibi daha büyük hacimli fıçı kullanımı çok yaygın üreticiler arasında. Bazı üreticiler ise normal fıçı kullansa bile bunu çok dengeli yapmayı hedeflemişler. Zaten hiçbirinin Robert Parker’dan yüksek not alma gibi bir hedefi de yok görünüşe göre… Hatta bazı üreticilerle Parker / Loire muhabbeti de yapmadık değil…
“Orta Loire Bağları” olarak adlandırabileceğimiz “Centre Loire” bölgesinde en tanınmış apelasyonlar olan Pouilly Fume ve Sancerre bölgesinde özellikle Alphonse Mellot’nun standında sıra dışı şaraplar tattık diyebilrim. Alphonse Mellot’nun 2005’ten beri sahibi olduğu Domaine des Penitents, Cotes de la Charité bölgesinden gelen Burgonya stili ilginç bir IGP Chardonnay üretiyor. Ağırlıklı olarak kireçli topraklara sahip bağlardan gelen bu Chardonnay %50si yeni fıçı olmak üzere 1 yıl fıçıda olgunlaştırılıyormuş. Alphonse Mellot’dan tattığımız Sancerre ve Pouilly Fume örnekleri arasında 2015 tank örneği La Moussiere Sancerre yuvarlak, yoğun ve gövdeli yapısıyla ve Les Romains 2013 Sancerre (silex teruar), yaklaşık 100 yıllık Sauvignon Blanc bağlarından gelen Generation XIX (Kimmeridian Marn), Chavignol’a yakın kireçli-killi teruardan gelen Satelite 2012 ve Edmond 2012 (bu son şarapta bana biraz fıçı baskın gelse de) son derece kompleks, yüksek asiditeye ve mineraliteye sahip akılda kalıcı Sauvignon Blanc örnekleriydi bunlar… Alphonse Mellot ayrıca Pinot Noir’den roze ve kırmızı şaraplar da yapmakta ve tattığımız 2015 tank örneği Pinot ile satıştaki 2014 Pinot rozeler oldukça meyvemsi, canlı ve tazeleyici yapılarıyla ideal rozelerdi… Kırmızılara gelince normalde Sancerre’de Burgonya’ya oranla daha düşük konsantrasyonda bulduğumuz Pinot Noir örneklerine tezat oluşturacak seviyede 2013 Generation XIX, 2012 La Demoiselle ve En Grands Champs 2012 ve 2013 klasik Burgonya Pinot Noir’larına yakın seviyelerde kompleksitesi olan, zarif ve konsantre şaraplardı…
Sancerre’in hemen batısında kalan Menetou Salon ve yine 40 km daha batıda Quincy apelasyonunun Killi-çakıllı, silex içeren teruarında hafif egzotik ve floral, meyvemsi ve oldukça canlı nitelikte Sauvingon Blanc’lar tadarken, 15 km batıya doğru gidip Cher nehrinin batı yakasında Reuilly apelasyonundan benzer nitelikte Sauvignon Blanc’lar keşfederken burada ayrıca oldukça meyvemsi nitelikte Pinot Noir kırmızılarını da tadıyoruz… Reuilly Pinot’larını andıran bir başka apelasyon da 70 km daha güneydeki Chateaumeillant yaklaşık 100 hektar bağ alanına sahip olan Fransa’nın en küçük apelasyonlarından biri. Ağırlıklı olarak Gamay ve Pinot Noir’dan kırmızı şarap yapıyorlar. Tattığımız Pinot Noir örnekleri orta-üst seviye asiditesi olan, canlı, dengeli, kırmızı meyve aromalarının baskın olduğu zarif şaraplardı…
Her şey bir yana benim için fuarın en önemli apelasyonları muhtemelen tatlı şarap üreten bölgeler oldu diyebilirim… Daha evvel Loire Vadisi’ne yaptığım seyahatlerden Vouvray ve Coteaux du Layon bölgelerinde Chenin Blanc’dan üretilen tatlı şarapları favorilerim arasındaydı ancak özellikle fuara gitmeden önce danıştığım WSET Level 4 Diploma sahibi sevgili Tuğba Altınöz’ün değerli tüyoları sayesinde Quarts-de-Chaume (grand cru) ve Bonnezeaux apelasyonlarına da yönelip buradaki süper konsantre, kompleks tatlı şarapları da keşfetmiş olduk. Özellikle Layon civarında faaliyet gösteren ‘Aguilas’ (Domaine Gaudard) ve Chateau Soucherie ile Anjou-Brissac’taki Chateau la Variere’den çok iyi örnekler tattık. Chateau Soucherie aynı zamanda efsane Loire apelasyonu Savennieres’de de üretim yapıyor ki Loire’da her şey bir yana Savennieres bir yana durumu var… Kendine has “şist” bazlı bir terruara sahip olan Savennieres’den tattığımız “Clos des Perrieres” 7 ay boyunca 500 litrelik foudre’larda olgunlaştırılmış oldukça mineralitesi olan, diri, canlı, tam gövdeli bir yapıya sahip sek Chenin Blanc örneği idi… Chateau Soucherie’nin standında görüştüğümüz şaraphanenin satıştan sorumlu yetkilisi Maxime Séjourné bize sadece 300 şişe (tek fıçı – 36 ay) ürettikleri litrede 200 gram rezidüel şeker bulunan 2010 rekoltesi müthiş bir Savennieres tatlı örneği de tattırarak açıkçası benim bu apelasyona olan aşkımı daha da pekiştirdi…
Anjou-Brissac’taki Chateau la Variere ise aynı zamanda Domaine de la Peruche isimli başka bir şaraphaneye de sahip ve gerek Saumur-Champigny, gerekse de Anjou, Layon, Quarts de Chaume ve Bonnezeaux apelasyonlarının yanında bir başka yeni öğrendiğimiz apelasyon olan Coteaux de l’Aubance’ta da faaliyet gösteriyorlar. Coteaux de l’Aubance apelasyonu Layon’a yakın ve yine Botrytis ağırlıklı Chenin Blanc’dan tatlı şarap üretilen bir bölge… Yukarıda da yazdığım gibi biz fuarda Chateau la Variere ile serbest tadım alanında tattığımız ve olağanüstü bulduğumuz bir Cabernet Sauvignon örneği sayesinde tanışmış, üreticiyi merak edip standlarına uğramıştık. Standda tatmış olduğumuz 2011 La Grande Chevalierie Cabernet Sauvignon’un ne yazık ki artık tükendiğini öğrendik. Buna rağmen serbest tadım alanına bu şarabı koymalarını da ayrı bir takdirle karşıladık. Şaraphane sahibi Jacques Beaujeu ve süper tatlı eşi Anne Beaujeu ile gerek ürettikleri şaraplar gerekse de apelasyonlar üzerine konuştuk. Cabernet Sauvignon’un nasıl bu kadar konsantre, güçlü ve iyi işlendiğini sorduk. Kendileri işin esas sırrının Cabernet Sauvignon bağlarındaki teruarda olduğunu anlattılar. Cabernet Sauvignon parselinde çakıllı ve şist ağırlıklı bir teruarın olduğunu ve özellikle buradaki bağın çok iyi sonuçlar verdiğini söylediler. Bu şarabı özellikle iyi yıllarda çıkardıklarını ve 4-5 bin şişe kadar ürettiklerini anlattılar. Burada ayrıca tattığımız Anjou Villages Brissac 2014 Cabernet Sauvignon (%85) – Cabernet Franc (%15) kupajı da son derece konsantre, gövdeli, siyah meyvelerin ağırlıklı olduğu ve hafif mineralsi nüansların hissedildiği bir şaraptı…
Görüştüğümüz onlarca üreticinin belki de en önemli ortak noktası teruara olan düşkünlükleri ve bağlılıklarıydı diyebilirim. Birçok standda teruara vurgu yapılarak bağlardan getirilen toprak analiz örnekleri ve görseller yer alıyordu. Şarapların varlığının ve çeşitliliğinin temelini oluşturan bağlar ve bağların bulunduğu topraklar ve teruar Fransız şaraplarının üretilmesi, pazarlanması ve satışı için en önemli unsurlardan birisi olduğunu gözler önüne seriyordu… Öyle ki, Chateau la Variere’in sahibi Jacques Beaujeu teruara olan bağlılığını şu sözlerle dile getirerek konuyu en güzel şekilde anlattı belki de: “Ben teruar olmadan yaşayamam”…
İşte böyle adeta ders niteliğinde, bolca tadım, sohbet ve en güzeli keyif eşliğinde geçti 30. Loire Şarapları fuarı… Yukarıda da belirttiğim gibi tek bir bölge üzerine konsantre olmuş fuarlara ve/veya festivallere gitmek gerçekten çok eğitici. Fırsat buldukça bu tarz fuarları ziyaret edip farklı üreticileri keşfedip kendi bölgelerine has şaraplar, teknikler ve teruarlar üzerine bilgi dağarcığımızı genişletmek en iyisi…