Yanı başımızdaki köy evinin tavukları sabahtan beri ortalıkta dolanıp duruyorlar, onların gıdaklamalarına, arkadan horozun ötmesi, cırcır böcekleri, kuş sesleri ve arada bir önümden geçen arılanın vızlaması karışıyor. Ha bir de yine yandaki evin atı var, sabah erkenden yola çıkıp akşama doğru eve dönüyor…
Sabah benim hep enfes bir Burgonya Chardonnay’si gibi kokuyor dediğim tereyağını, gerçek köy yumurtasından yapılmış omleti, artık favori peynirlerimden biri olan Çoban peynirini, oldukça yoğun kiraz ve şeftali reçelini, inanılmaz aromatik ıhlamur balını (hatta geriden kekik de hissediliyor) ve her şeyden önemlisi gerçek domates, salatalık ve biberin yanında odun fırınında yapılmış köy ekmeğini mideye indirdikten sonra ovaya tarlaya inip bu emek yoğun üretimi birebir yaşamaya gidiyoruz…
Üniversitede Çalışma Ekonomisi okuyup üzerine yüksek lisans yapmış amma velakin sonunda huzuru ve keyfi tarlada bulmuş – bir nevi Ferrari’sini satan bilge- konumundaki Himmet Bey’in başında durduğu 10 dönümlük tarlada alabildiğince biberler ve topan patlıcanlar var. Tarlanın ön tarafında karpuz bostanı bulunmakta. Karpuzlara beraber bakıyoruz Himmet Bey ile. Karpuzun olgunlaşmasını nasıl anlıyorsun diye soruyorum. Dalındaki kulaklarından, karpuzun damarlarına, üzerindeki çizgilerin beyazlaşmalarına kadar giden bilgileri veriyor. Aralarından iyi olanı seçiyor ve buz gibi akan suya koyuyor…
Tarlada çeşit çeşit biberler var. Beyaz biber, sivri biber, dolmalık biber, acı biber… Arkadan topan patlıcanlar ve tarlanın bittiği yerde büyük bir armut ağacı… Tarlaya girip bir miktar dallarından koparıyoruz sepetimize atıyoruz… Sıra sıra dizilmiş mısırları da ihmal etmemek gerek. Mısırların olgunlaşmasını da püsküllerin iyice kuruması gerektiğinden anlıyormuşuz, aralarından en kuru olanını seçiyorum ancak sonuç hüsran, yeterince olgunlaşmamış. Allahtan tarlanın girişinde oldukça şirin bir kümes var. Kümes dediğime bakmayın içinde onlarca tavşan ve yavru bir kedinin de bulunduğu bir ortam burası. Kendi aralarında takılıyorlar ve tarladan gelen ne artık varsa onlarla besleniyorlar. Karpuz kabuğundan tutun da benim olmamış mısıra ve yemek artıklarına kadar her şey kümese gidiyor.
Bu arada tarlalardaki tüm işlerden sorumlu Sefer Bey de gelip aramıza katılıyor ve tarlanın yanı başındaki irice bir zeytin ağacının altında uzunca bir sohbete başlıyoruz. Tarlalardaki üretim ve tarımın günümüzdeki durumu ile ilgili sorularıma içtenlikle cevap veriyorlar, deneyimlerini aktarıyorlar. Burada ilaçsız, eski usul köy işi tarım modelinin en güzel örneklerinden birini sunuyorlar aslında. Bir yandan tarımı konuşurken bir yandan da hayvancılığa atlıyoruz yeri geldiğinde. Tavukların çoğalmasının zorluğundan bahsediyorlar. Tavuk konusu malum derin ve ciddi aslında. Köy tavuğu / organik tavuk konseptinden konuşuyoruz. Tavuğun but kısmının uzun ve etinin renginin aslında hafif kırmızı bir renk olduğunu, köy tavuğunun kanatlarının da endüstriyel tavuğa göre daha uzun olduğunu anlatıyorlar. Pişme süresinin uzun olduğunu bilmeyen yok elbette ama her uzun pişen tavuk da köy tavuğu anlamına gelmiyor. Tavukçuluktaki esas olaylardan birinin de “yem” olduğunu göz ardı etmemek gerektiğini ayrıca vurguluyorlar…
“Her şey aynı yerde yetişmez” diyor Sefer Bey… “Bak bu tarlada ağırlıklı olarak biber ve topan patlıcan var, domatesi başka tarladan alıyoruz” diyor. Bu arada brokoli, lahana, kırmızı lahana gibi kış sebzelerinin fideleri de hazırlamışlar tarlanın yanında bekletiyorlar, bugünlerde bunları da tarlaya ekmeye başlayacaklar.
Toprakla uğraşmak gerçek bir emek… Tıpkı şarap üreticilerinin bağlarına bakması gibi sofralarımıza giren sebze – meyvelere de tarlalarda işte bu emekçiler adeta bebeğe bakar gibi bakıyorlar…
Bu satırları Büyük Menderes Havzası’na bakan dağ köylerinden Yaylapınar Köyü’nden yazıyorum (buraya aynı zamanda Sinekçiler Köyü de diyorlar)… Bu bloğu takip edenler eski yazılarımda Nazilli’nin Ocaklı Köyü’ndeki İpek Hanım Çiftliği’nden bahsettiğimi bilir. Evde kullandığımız sebze, meyve, peynir, ekmek, zeytin, un vb malzemeleri bu çiftlikten alıyoruz. Buradaki ürünlerin sağlıklı olması bir tarafa, benim için esas konu her daim buradan aldığımız ürünlerde bulduğum saf ve doğal lezzet olmuştur. Bir süredir çiftlik artık kapılarını misafirlere de açmış durumda ve Ocaklı’nın 10 km kadar dağlara doğru ilerisinde yer alan Yaylapınar Köyü’nde yaptırdıkları evlerde konaklanabiliyor. “Ekoturizm” konseptinin en derin örneklerinden biri olmaya aday bu uygulamayı bizzat görüp yaşamak istedik ve tatilimizin bir bölümünü buraya ayırdık…
Kaldığımız ev bizim için ayrılmış durumda. Evin tüm işlerini aynı zamanda çiftliğin meşhur ekmeklerini de yapanZübeyde Hanım yapıyor. Akşam onun hazırladığı yemekleri yerken eşi Bilhan Bey’in sohbetine doyum olmuyor. Bilhan Bey de bizlerin çiftliğe ve tarlalara gidişimizden sorumlu. Aynı zamanda çiftliğin lojistik işlerini de hallediyor.
Bu arada bugün tarladan çiftliğe döndüğümüzde nihayet uzunca bir süredir tatmak istediğim yöredeki dağlardan toplanan böğürtlenlerin de tadına bakabildim. Bir şarap sever olarak kırmızı şaraptaki böğürtlen tadı ve kokusunu algılamak bir yana, gerçek böğürtlenin tadı benim için bambaşkadır…
Oturduğum yerden vadiden aşağıya tüm ova görünmekte. 1000 metre civarındaki yükseklikteki yamaçlarda meyve bahçeleri, zeytin ağaçları, üzüm bağları… Öylesine uzanıp gidiyor… İşte buna huzur diyorum… Aklıma Tarsus’un Namrun yaylasında kız kardeşimle beraber geçirdiğim çocukluğumun yazları geliyor…
Blogroll
-
Son Yazılar
Arşivler
- Aralık 2018
- Ağustos 2017
- Temmuz 2017
- Haziran 2017
- Mart 2017
- Ocak 2017
- Aralık 2016
- Temmuz 2016
- Nisan 2016
- Şubat 2016
- Ocak 2016
- Ekim 2015
- Haziran 2015
- Mayıs 2015
- Şubat 2015
- Kasım 2014
- Eylül 2014
- Ağustos 2014
- Mayıs 2014
- Şubat 2014
- Ocak 2014
- Aralık 2013
- Ekim 2013
- Temmuz 2013
- Nisan 2013
- Mart 2013
- Şubat 2013
- Ocak 2013
- Aralık 2012
- Kasım 2012
- Ekim 2012
- Eylül 2012
- Ağustos 2012
- Haziran 2012
- Mayıs 2012
- Nisan 2012
- Mart 2012
- Şubat 2012
- Ocak 2012
- Aralık 2011
- Kasım 2011
- Ekim 2011
- Eylül 2011
- Ağustos 2011
- Temmuz 2011
- Haziran 2011
- Mayıs 2011
- Nisan 2011
- Mart 2011
- Şubat 2011
- Ocak 2011
- Aralık 2010
- Kasım 2010
- Ekim 2010
- Eylül 2010
- Ağustos 2010
- Mayıs 2010
- Nisan 2010
- Ocak 2010
- Aralık 2009
Kategoriler
- Acıkara (1)
- Adakarası (1)
- Adana (3)
- Albarino (4)
- Albino Rocca (2)
- Alicante (1)
- alman şarapları (3)
- Anatolian Vineyards (1)
- Anfora (1)
- Antakya (2)
- Antalya (1)
- Arcadia (2)
- Ardeche (1)
- Atina (3)
- Avustralya Şarapları (3)
- Avusturya şarapları (4)
- Çalkarası (1)
- Çamlıbağ (1)
- Çanakkale (2)
- Çavuş (3)
- Çin (2)
- Öküzgözü (15)
- Bandol (3)
- barbare (4)
- Barbaresco (4)
- Barbera d'Alba (3)
- Barbera d'Asti (2)
- barcelona (3)
- barolo (5)
- Bartolo Mascarello (1)
- Büyülübağ (5)
- Beaujolais (1)
- Beaujolais Nouveau (1)
- belçika (1)
- Bierzo (4)
- Bilbao (1)
- bira (2)
- Bonnezeaux (1)
- Bordeaux (13)
- Bornova Misketi (2)
- Bosna Hersek (1)
- Bourgogne (6)
- Bourgueil (2)
- Bozcaada (5)
- Boğazkere (12)
- Brunello di Montalcino (2)
- Cabernet Franc (26)
- Cabernet Sauvignon (51)
- Cadel Baio (1)
- cafe fernando (1)
- Cahors (1)
- Carignan (1)
- Cascina Chicco (1)
- Chamlija (4)
- Changa (2)
- Chapoutier (1)
- Chardonnay (26)
- Chateau Angelus (1)
- Chateau Batailley (1)
- Chateau Beychevelle (1)
- Chateau Bouscassé (1)
- Chateau Carbonnieux (2)
- Chateau Cheval Blanc (1)
- Chateau Cos d'Estournel (1)
- Chateau d’Yquem (3)
- Chateau Figeac (1)
- Chateau Haut Brion (3)
- Chateau Jolys (1)
- Chateau Kalpak (4)
- Chateau La Con, (1)
- Chateau La Conseillante (1)
- Chateau la Lagune (1)
- Chateau Lascombes (1)
- Chateau Latour (1)
- Chateau Lynch Bages (1)
- Chateau Margaux (1)
- Chateau Montelena (1)
- Chateau Montus (1)
- Chateau Mouton Rothschild (2)
- Chateau Musar (2)
- Chateau Nuzun (1)
- Chateau Palmer (1)
- Chateau Pape Clement (1)
- Chateau Pichon Longueville Comtesse de Lalande (1)
- Chateauneuf du Pape (1)
- Chatus (1)
- Chave (1)
- Chenin Blanc (9)
- Chianti (2)
- Chinon (4)
- Cinsault (4)
- Coche-Dury (2)
- Colombard (1)
- Condrieu (1)
- Conterno (2)
- Cornas (1)
- Corvus (5)
- cote rotie (1)
- Coteaux du Layon (1)
- Couly Dutheil (2)
- Crozes-Hermitage (1)
- Deltetto (2)
- Diren (1)
- Dolcetto (2)
- Doluca (10)
- Emir (6)
- Fas şarapları (1)
- Fleurie (1)
- Foça Karası (1)
- Fransa (50)
- Fransız şarapları (60)
- Freisa (2)
- Frescobaldi (1)
- Gaja (3)
- Gali (2)
- Galicia (1)
- Gamay (2)
- gastronomi (35)
- gastroturizm (24)
- Gaydura (2)
- Gülor (4)
- Gürcü Şarapları (1)
- Gürcistan (1)
- Güzay (2)
- GD Vajra (1)
- Gelibolu (2)
- Gewurztraminer (1)
- Giuseppe Cortese (1)
- gordias (1)
- Grands Vins (9)
- Grappa Marolo (1)
- Graves (2)
- Gravner (1)
- Grüner Veltliner (1)
- Grenache (12)
- Gros Manseng (1)
- Haut Medoc (2)
- Henri Bourgeois (1)
- Hermitage (1)
- Hindistan (2)
- Icewine (3)
- Idol (3)
- Irancy (1)
- istanbul (18)
- Jaboulet (1)
- Jerez (1)
- Jurançon (3)
- Kalecik Karası (19)
- Kaliforniya Şarapları (2)
- Kanada şarapları (2)
- Kapadokya (1)
- Karalahna (1)
- Karaoğlan (2)
- Karasakız (3)
- Kavaklıdere (9)
- Kayra (20)
- Köpüklü şaraplar (10)
- Küp (1)
- Kisi (1)
- Kocabağ (1)
- Kuntra (1)
- Kıbrıs (1)
- Kınalı Yapıncak (2)
- Lübnan (2)
- Likörler (1)
- Likya (7)
- Logrono (1)
- Loire Vadisi (10)
- Loire Vadisi şarapları (10)
- Louis de Grenelle (3)
- Lyon (1)
- Madiran (1)
- Madrid (1)
- malatya (1)
- Malbec (5)
- Malvesia (1)
- Manseng (1)
- Margaux (3)
- Marsanne (4)
- Masseto (1)
- Melen (4)
- Melon de Bourgogne (1)
- Mencia (3)
- Merlot (45)
- Mimolett (5)
- Moulis (1)
- Mourvedre (4)
- Muscadet (1)
- Muscat (7)
- mutfak (24)
- Narince (6)
- Navarra (2)
- Neal Martin (2)
- Nebbiolo (8)
- Nero d'Avola (2)
- North Shields (1)
- Olga Raffault (1)
- ondokuz (1)
- Pacherenc du Vic Bilh (1)
- Pamplona (1)
- Pamukkale (3)
- Paris (1)
- Pauillac (5)
- Paşaeli (1)
- Pendore (1)
- Penedes (1)
- Pessac Leognan (2)
- Petit Courbu (1)
- Petit Manseng (3)
- Petit Verdot (12)
- Peynir-şarap (6)
- Piemonte (3)
- Pinot Grigio (1)
- Pinot Gris (3)
- Pinot Noir (7)
- Pomerol (2)
- Port (2)
- Portekiz (3)
- Pouilly Fumé (3)
- Priorat (1)
- Prodom (2)
- Quarts de Chaume (1)
- Restoranlar (43)
- Rhone (6)
- Rias Baixas (1)
- Ribera del Duero (2)
- Riesling (7)
- Rinaldi (2)
- Rioja (7)
- Robert Parker (3)
- Roero (2)
- Roma (1)
- Romanée Conti (1)
- rouge (7)
- Roussanne (5)
- Roze (17)
- Saint Joseph (1)
- San Giovese (10)
- san sebastian (2)
- Sancerre (2)
- Saumur (3)
- Sauternes (2)
- sauvignon blanc (25)
- Sauvignon Gris (1)
- Savennieres (2)
- Semillon (2)
- sensus (1)
- Sevilen (5)
- Sevilla (1)
- Shiraz/Syrah (37)
- St Emilion (3)
- St Estephe (1)
- St Julien (1)
- St Vincent Tournante (1)
- St. Nicolas de Bourgueil (2)
- Sultaniye (2)
- Super Tuscan (3)
- Suvla (4)
- Swiss Hotel (1)
- Tadım Notları (92)
- Talay (1)
- Tannat (2)
- tapas (10)
- Tatlı şaraplar (20)
- Türk şarapları (3)
- Tempranillo (6)
- Tignanello (1)
- Tomurcukbağ – Trajan (5)
- Toro (1)
- Toscana (1)
- Tours (3)
- Trakya Bağ Rotası (3)
- Turasan (11)
- Ugni Blanc (1)
- Umman (4)
- Umurbey (2)
- Uncategorized (19)
- Urla (6)
- Urla Karası (1)
- Urlice (2)
- Usca (1)
- Ventoux (1)
- Vermentino (1)
- Vidal (2)
- Vieux Telegraphe (1)
- Vinkara (1)
- vinolus (6)
- Vinoterra (1)
- Viognier (5)
- Vranac (1)
- Welschriesling (1)
- Yapıncak (1)
- yüksek alkollü içkiler (2)
- Yedi Bilgeler (2)
- yemek-şarap uyumu (50)
- Yeni Zelanda Şarapları (5)
- Yunan şarapları (3)
- Yunanistan (5)
- Zinfandel (1)
- Şampanya (3)
- Şarap festivalleri (4)
- Şarap fuarları (3)
- Şarap Turları (2)
- şarap aksesuarları (1)
- şarap bar (12)
- şarap dünyası (63)
- şarap filmleri (6)
- şarap gezileri (67)
- şarap turizmi (58)
- İnciraltı (1)
- İngiliz şarapları (1)
- İpek Hanım Çiftliği (7)
- İspanya (18)
- İspanyol Şarapları (21)
- İsviçre şarapları (1)
- İtalya (17)
- İtalyan şarapları (22)
- İzmir (5)
meta name=AdNetwork value=adhood – www.adhood.com acceptcode=559455249c4e666f2570