Bağbozumunun yaşandığı harika bir Eylül gününde ziyaret etmiştim Chateau Kalpak’ı. O zamanlar daha tanklarda dinlenen şaraplar henüz fıçıya aktarılmamıştı. Şaraphanenin sahibi Bülent Kalpaklıoğlu Bey fıçılarını gümrükten çekmeye çalışıyordu…
Aradan geçen süre boyunca fıçılar şaraphaneye geldi, şaraplar fıçılara aktarıldı ve nihayet şişelendi… Tanklardan her birini ayrı ayrı tattığımda da oldukça keyif aldığım şaraplar şimdi blend olarak piyasaya Chateau Kalpak 2010 olarak çıkmış durumda. Şık etiket tasarımıyla dikkat çeken Chateau Kalpak, ana şarabı 2010 blendin haricinde, şatonun ikinci şarabı olarak piyasaya BBK adında bir şarap da sürdü. Bunun haricinde kısıtlı miktarda da Cabernet Franc şişelenmiş durumda. Oldukça güzel bir düşünceyle Bülent Bey ile oğlu Berk’in baş harflerini taşıyan BBK’yı henüz tatma fırsatı bulamadım ancak Blend 2010 ile Cabernet Franc’ı geçenlerde Bülent Bey’in de bulunduğu bir tadımda tattık.
%46 Merlot, %34 Cabernet Sauvignon, %13 Cabernet Franc ve %7 Petit Verdot içeren 2010 blend, koyu yakut renginde, burunda yoğun kara orman meyveleri, baharat, meyan kökü, vanilya, mürdüm, çikolata ve geriden menekşe bazlı floral notlara sahip oldukça kompleks bir yapıda. 18 ay meşe fıçı görmüş olmasına rağmen fıçının baskın olmadığı ender şaraplarımızdan. Damakta dolgun, orta üst gövdeli ve zarif bir yapıda. Yuvarlak tanenlere sahip şaraptaki orta seviye asiditesi şaraba hoş bir canlılık katarken fıçının baskın olmayışı meyvemsi yapıyı damakta da koruyor ve uzun bitim boyunca hissettiriyor. Blend 2010 için gayet dengeli ve oldukça iyi bir yemek eşlikçisi diyebilirim.
Chateau Kalpak’a yaptığım ziyarette favorim Cabernet Franc olmuştu ki Bülent Bey’e tanktaki haliyle direk şişeleyip Loire vadisi şaraplarıyla kör tadımda yarıştırın dediğimi hatırlıyorum. Piyasaya çıkan 2010 rekoltesi Cabernet Franc’ta yaklaşık %30 oranında da Merlot var. Koyu bordo renkli şarabın burnu oldukça keyifli çiçeksi bir yapıda. Öndeki floral notlara devamında orman meyveleri, yoğun tatlı baharat ve vanilya eşlik ediyor. Damakta tam anlamıyla feminen yapıda denebilecek şaraplardan. Orta gövdeli, dengeli ve zarif bir bütünlüğü var. Tek başına da çok rahat ve keyifle içilebilecek bir şarap.
Bülent Bey’in deyimiyle 20 yıllık bir maceranın ürünü olan şaraplar dengeli, entegre ve zarif yapılarıyla ilerisi için kesinlikle ümit veriyor…
bu sarabı acil olarak nasıl temin edebilrim
Merhaba.. Bildiğim kadarılya 2010 rekolteleri tükendi ancak üretici ile iletişime geçebilirseniz belki sizi doğru bir satış kanalına yönlendirebilirler..