İspanyolca “El Camino de Santiago” denilen “Santiago Yürüyüşü” bin yılı aşkın süredir Hristiyanlığın en önemli hac yollarından biridir. Bu yol Avrupa’nın önemli şehirlerinden başlayıp İspanya’nın kuzey doğusundaki Pirene Dağlarını aşarak tüm Kuzey İspanya’yı baştan başa geçen bir hac yürüyüş yoludur. Bitiş noktası İspanya’nın kuzey batısındaki Santiago de Compostela şehridir. Hatta hacılar Santiago de Compostela’ya vardıktan sonra daha da ileri giderek Atlas okyanusu kıyısındaki Finisterre kasabasına gidip hac yolunu noktalıyorlar.
Santiago yürüyüşünün İspanya’daki ana rotasına baktığımızda Pirene dağlarının eteklerinden sonra Navarra ve La Rioja bölgelerini görürüz. Gerek Navarra ve gerekse de La Rioja için rotanın geçtiği yerler içinde ağırlıklı olarak bağlar ve şarap üreticileri de bulunmaktadır. En özel yerlerden birisi de hiç kuşkusuz Pamplona – Logrono yolu üzerindeki Ayegui kasabasında bulunan “Bodegas Irache”dir…
Bodegas Irache aslında yaklaşık 1000 yıllık “Irache” Manastırının bulunduğu yerde 1891’de kurulmuş. Aynı yerdeki bağlarda 1000 yıl önce de manastır keşişleri şarap yapıp Navarra krallarına şarap temin ediyormuş. Santiago yürüyüş yolu da şaraphanenin direk içinden geçiyormuş ve hacılar burada şarap içip konaklayabiliyormuş.
Günümüzde tarihi manastır halen dimdik ayakta ve hacılar da bin yıldır olduğu gibi şaraphenin içinden geçerek yollarına devam ediyorlar. Ayrıca 1991 yılında şaraphane sahipleri hacıların yürüyüşleri sırasında şarap ihtiyaçlarını karşılamak için bir “şarap çeşmesi” yapmışlar. Şaraphanenin içinden geçen hac yolunun hemen göbeğinde bir taraftan su diğer taraftan şarap akan bir çeşme… Ayrıca çeşmenin karşısındaki web kamerası üreticinin web sitesinde eş zamanlı olarak çeşmeden şarap içenleri görüntülüyor. http://www.irache.com/fuente-del-vino.php sitesine girdiğinizde canlı yayında çeşmeyi ve ziyaretçilerini görebilirsiniz…
Bodegas Irache aslında oldukça büyük bir üretici. Toplam 200 hektarlık bağ alanında ağırlıklı olarak Tempranillo ve Garnacha’nın yanında yine yöresel üzümler Graciano, Mazuelo gibi siyah üzümler ile Viura ve Malvasia gibi beyaz üzümler de var. Ayrıca Cabernet sauvignon, Merlot ve Chardonnay de bağlarda dikili olan diğer üzüm çeşitleri. Yıllık 5 milyon şişe şarap üretiyorlar ve bugün 5 kıtaya yaklaşık 60 ülkeye şarap ihraç ediyorlar.
Şaraphanenin içinde aynı zamanda çok güzel ve tarihi bir şarap müzesi var. Müzenin olduğu yer daha önce şarapların üretildiği yermiş ve halen bu tarihi binanın mahzeninde şaraplar olgunlaştırılıyor.
Tüm şaraphaneyi, müzeyi ve mahzeni Bodegas Irache’nin İhracat müdürü Conchi Roig eşliğinde geziyoruz. Kendisi aslen şaraphaneye 2 km uzaklıktaki Estella kasabasında doğup büyümüş olan Conchi yıllarca farklı yerlerde çalıştıktan sonra yine doğup büyüdüğü topraklara gelerek Irache’nin ihracat müdürlüğü görevini üstlenmiş.
Üretim kapasitesi çok büyük olunca ister istemez şaraphanenin kendisi de çok büyük oluyor. İspanya’nın bu bölgesinde ve yine La Rioja’daki üreticilerin çok ciddi montanlı üretim kapasiteleri var. Şaraphane binaları bu anlamda Fransa veya İtalya’da görüp gezdiğimiz üreticilere oranla bir hayli büyük ve mimari açıdan daha post-modern bir yaklaşım sergiliyorlar. Her ne kadar Irache’nin binası post-modern olmasa da sahip olduğu üretim kapasitesi kendisini bölgenin en büyük üreticilerinden biri yapıyor.
Conchi, şaraphanenin içinde bazı hoş uygulamalar da gösterdi bize. Bunlardan biri şaraphaneyi gezen ünlülerin fıçıları imzalayıp bu şekilde bir hatıra bırakmış olmaları. Örneğin bunların arasında Paulo Coelho ve Santiago yürüyüşü sırasında şaraphaneye uğrayan Shirley Maclaine de var. Ayrıca şaraphanenin meşhur çeşmesine gidip çeşmeden şarap tadımı da yaptık. Çeşmeden akan şarap genç bir Garnacha. Bildiğimiz sokak çeşmesine benzer bir çeşmeden ziyade etrafı taştan oymalar ve yazılarla süslenmiş. Yazılardan birisinde hacılara çeşmeden şarap içebileceklerini ancak çok içmemelerini ve eğer yanlarında şarap götürmek istiyorlarsa şaraphaneden satın alabileceklerini anlatan bir yazı da var. Ayrıca “Santiago’ya sağlıklı ve dayanıklı olarak varırsanız mutluluğa kadeh kaldırarak bu güzel şaraptan için” deniyor…
Bu arada Conchi bize Hristiyanlık dünyasının en önemli kitaplarından “Codex Calixtinus”tan bahsederek, kitapta bu bölgedeki (Estella) bağlardan ve şaraplardan bahsetmesinin Bodegas Irache ve bölgedeki diğer üreticiler açısından oldukça önemli bir durum olduğunu anlatıyor.
Tadım için Conchi bizlere önce bir beyaz şarap açıyor. 2011 rekoltesi “Castillo Irache Chardonnay” bölgeye özgü kalkerli teruardan gelen Chardonnay bağlarından çıkmış ve üretimde ve olgunlaşmada hiç fıçı kullanılmamış. Burunda tropik meyve ve narenciye ile ham nektarin aromalarına sahip. Damakta üst seviyede bir asiditeye sahipken biraz daha yeşil yapıda diyebileceğimiz ham meyve aromalarını hissettiriyor. Hafif – orta gövdeli kısa bitimi olan bir şarap.
Tattığımız ikinci şarap bir Navarra klasiği olarak “roze” oluyor. Klasik diyorum zira İspanya’nın roze üretiminin büyük bir bölümünü Navarra bölgesi elinde bulunduruyor ve çok büyük oranda “Garnacha” üzümünden yapıyorlar. Irache’nin 2011 Castillo Irache Roze’si de Garnacha’dan yapılmış. Burunda keyifli kırmızı erik, franbuaz, çilek ve hafif pamuk şekeri notlarına sahip. Damakta asidite diri yapıda ve canlı, tazeleyici bir karakterde. Yaz için ideal bir roze.
Beyaz ve roze tadımının ardından 2 farklı kırmızı tadıyoruz. İlki 2008 rekoltesi “Gran Irache Crianza” %60 Tempranillo, %20 Cabernet Sauvignon ve %20 Merlot kupajı. 12 ay meşe fıçıda dinlendirilmiş. Bu arada , Conchi bize artık Navarra apelasyonunda regülasyonun değiştiğini ve Crianza için 9 ay meşe fıçı olgunlaşma süresi uygulaması yapılacağını bildirdi. Bunun nedenini sorduğumda fıçı kullanımını biraz daha dengelemek amacıyla böyle bir uygulamaya gidildiğini söyledi. 2008 Gran Irache Crianza yakut kırmızısı bir renkte. Burunda yoğun kırmızı orman meyveleri, kırmızı erik, geriden meşe ve hafif kavrulmuş notlar geliyor. Damakta güçlü bir asidite ve yumuşak tanen yapısına sahip. Yeteri kadar meyvemsi ve orta uzunluktaki bitime kadar bu yapıyı koruyor.
2004 Irache Reserva ise 18 ay meşe fıçıda dinlendirilmiş ve bir önceki Crianza gibi %60 Tempranillo %20 Cabernet Sauvignon ve %20 Merlot kupajına sahip. Daha derin bir yakut kırmızısı var bu şarapta. Burun daha yoğun ve kompleks bir yapıda. Önden böğürtlen, yaban mersini gibi koyu orman meyveleri, mürdüm eriği, menekşe, hafif baharatsı ve tütünsü notlar ile geriden is, kakao aromaları geliyor. Damakta yine diri bir asidite kendini hissettiren ancak iyi yontulmuş tanen yapısıyla bütünleşiyor. Şarabın yapısı güçlü ve dengeli. Potansiyeli üst bir şarap diyebilirim. Uzun bitimi yeteri kadar kompleks ve keyifli. Conchi bize özellikle 2004’ün iyi bir yıl olduğunu belirtti.
Conchi ile son olarak ihraç pazarları konusunda konuşuyoruz. Üretimlerin %40’ını ihraç ettiklerini söylüyor. Türkiye’ye henüz bir ihracat yapmadıklarını ancak Türkiye’nin potansiyeli olan bir pazar olduğunu bildiklerini söylüyor. Bu arada dediğine göre şaraphaneyi gezen ilk Türkler bizlermişiz…
Bu arada Bodegas Irache’de tur ücreti kişi başı 11 Euro ve bu ücrete tur sonunda herkese hediye ettikleri 1 şişe şarap da dahil. Conchi güzel ambalajı içinde bize şaraplarımızı hediye ederken kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Şaraphaneden çıkarken bazı hacıların çeşmeden şarap içtiklerini görüyoruz…