Beyazların gizemi…

Geçtiğimiz Perşembe Mimolett’te müthiş bir akşam yaşadık… Aralarında nihayet tanışabildiğim “Şarapoburu” Erkan Şahan, “Keyif Notları“ndan Ahmet Gök ve Gürcan Vural, şarap profesyonelleri ve amatörlerinin yer aldığı çok güzel bir etkinlik oldu… Benim gibi şarap severlerin unutamayacağı beyaz şaraplar eşliğinde ve başta Gence Alton ve Kayra çalışanları olmak üzere şaraba meraklı sevgili dostların çok hoş sohbetleri eşliğinde oldukça keyifli bir akşamdı…

2 set halinde yapılan tadım, “kör tadım” usulünde gerçekleşti. Etkinlik kör tadım olunca bence daha da bir keyifli hal adı zira önümüze gelen şarapları keşfetmek ve merakla tahminlerimizi paylaşmak etkinliğin güzel yanlarından biriydi.

Tadımda ilk sette sunulan şaraplar sırasıyla şunlar:

1-      Domaine Didier Dagueneau “Pur Sang” Blanc Fumé de Pouilly, 2008

Loire Vadisi’nin “Pouilly Fumé” apelasyonunda üretim yapan “Domaine Didier Dagueneau”nun “Pur Sang” isimli şarabı %100 Sauvignon Blanc üzümlerinden üretilmiş. Silisli kireçtaşına sahip teruarında organik tarım yapılıyor. 1/3 yeni sigar meşe kullanılan şarap 12 ay dinlendirilmiş. Toplam 900 kasa üretilmiş.

Hafif yeşil altına çalan bir renge sahip. Burundaki yeşil meyve ve narenciye aromalarının yanında müthiş bir mineral yoğunluk en baştan “ben Loire Vadisi’nden gelen bir Suvignon Blanc’ım” dedirtiyor…

Greyfurt, yeşil limon, yeşil erik, bektaşi üzümü ve mineral notlar gerek burunda gerekse de damakta çok belirgin ve keyifli bir akışa sahip. Bir süre sonra beyaz meyveler (beyaz kiraz gibi) kendini hissettiriyor.

Damakta ortaya yakın bir gövde yapısı, orta seviyede bir asiditeyle birleşmiş. Temiz ve fresh bir orta-üst bitimi var.

 

2-      Domaine William Fevre Chablis Les Clos Grand Cru, 2007

Etkinlikte tadılacak şarapları ilk duyduğumda beni heyecanlandıran üreticilerden biri olan “William Fevre” tarz olarak Chablis’de “fıçı” kullanan üreticiler arasında yer alıyor. Chablis’deki “Les Clos” bağlarındaki “Chardonnay” üzümlerinin teruarı “Kimmeridgian” kili. Organik bağcılık yapan üretici bu rekolte için 12 ay eski meşe fıçılarda dinlendirme yapmış. Toplam 500 kasa üretilmiş.

Dışa doğru açılan limon sarısı renge sahip şarap müthiş derinlikte mineral notlar içeriyor. Bu mineralsi yapı ve arkadan gelen beyaz çiçeksi aromalar, narenciye, yeşil limon, şeftali ve beyaz meyve aromaları arkadan fıçıdan gelen aromalar ile bütünleşmiş.

Damakta canlı bir asiditeye ve orta gövdeli bir yapıya sahip. Burundaki aromalar damakta çok hoş bir şekilde hissediliyor. Şarabın ciddi bir mineral yapısı olduğu kesin. Uzun bitimi canlı ve yoğun.

 

3-      Domaine Bouchard Pere et Fils Corton-Charlemagne Grand Cru, 2007

Burgonya’nın önde gelen üreticilerinden olan Bouchard Pere et Fils’in “Corton-Charlamagne” apelasyonundan gelen bu “Grand Cru” şarap 100% Chardonnay üzümlerinden üretilmiş. Üretici kireçtaşına sahip bir teruarda organik bağcılık yapıyor. Şarap 1/5i yeni meşe olmak üzere toplam 12 ay fıçıda dinlendirilmiş. Toplam 550 kasa üretilmiş.

Hafif altın sarısına çalan bir renk. Adamı titreten derecede müthiş yoğunlukta bir burun. “Bu ne yahu” dedirtecek cinsten yoğunlukta hatta… Çiçeksi, meyvemsi, mineral aromaların fıçı aromalarıyla inanılmaz bir bütünlüğü. Harika bir denge, gerçek bir zarafet yatıyor burada…

Burunda greyfurt, limon gibi narenciye aromaları, armut, ayva, kavun gibi meyve aromaları, mineral notlar, hafif kuşkonmaz aromaları arkadan kızarmış ekmek, vanilya ve tereyağı aromalarıyla bütünleşmiş.

Damakta canlı bir asiditeye ve üst yapıda bir gövde yapısına sahip. Burundaki aroma karakterlerini damakta da koruyan bir şarap. Hafif baharatsı ve mineral tonlar damakta daha da belirgin bir yapıda. Müthiş bir derinlik ve denge var diyebilirim bu şarap için. Damakta atak ve canlı. Kesinlikle güçlü bir yapıya ve uzun bir bitime sahip…

Harika bir Chardonnay…

Özellikle yanında yediğimiz “Vanilyalı Enginar püreli Deniz tarağı” ile müthiş bir uyum içerisinde damaklarımızda akıp gitti…

Bu arada Gence Alton’un “Corton Charlemagne” üzerine harika bir yazısı var: http://www.kayrawinecenter.com/CatMain.aspx?CATID=61&ID=158605

 

4-      Josko Gravner “Breg Anfora” Venezia-Giulia IGT, 2003

Tadımın tartışmasız en ilginç ve en gizemli şarabı…

Aslında üzerinde çok tartışılması ve kesinlikle başka bir yazıyla ele alınması gereken bu şarap da tadımdaki şaraplar arasında beni en çok heyecanlandıran şaraplardan biriydi zira pek kolay bulunan türden bir şarap olmadığı aşina…

İtalya’nın Venezia-Giulia bölgesinde üretim yapan “Josco Gravner” 2003 rekoltesi bu şarap için %83 Sauvignon Blanc, %28 Pinot Grigio, %26 Chardonnay, %8 Italico kullanmış. Kalkerli kireçtaşına sahip teruarında biyodinamik bağcılık yapıyor. Gürcistan’da üretilen şaraplara benzer bir model ile balmumuyla  kaplı amforalara alınan şaraplar 7 ay toprağa gömülüyor. Ardından 24 ay eski fıçıda dinlendiriliyor. Ortaya da şarabın kendine has “turuncu”ya çalan rengi çıkıyor… Toplam 750 kasa üretilmiş bu şaraptan.

Hafif bakır röfleler içeren amber rengine sahip şarap, normalde bizim Türk damak tadının çok da aşina olmadığı ve üretim yönteminden kaynaklanan değişik bir yapıya sahip. Tamamen başka bir deneyim aslında. Burunda ve damakta tuzlu bir yapıya sahip. Narenciye ve kuru meyve aromaları hatta damakta arkadan gelen soya aromaları şarap biraz daha kadehte bekledikçe ve kadehi çalkaladıkça belirginleşiyor. Şaraba meraklı birisi olarak ben de ilk kez böyle bir şarap tatmanın ve keşfetmenin keyfine varmaya çalıştım açıkçası.

Damakta belirgin mineral izler taşıyan fermantasyon öncesi okside edilmiş bu şarabın ilginç bir tanen yapısı da var aynı zamanda. Gence Bey ayrıca Slovenya’da da aynı tarzda şaraplar üretildiğinin altını çiziyor.

Bu şaraplarla ilgili daha detaylı bilgi için Gence Bey’in yazısına başvuralım: http://www.kayrawinecenter.com/CatMain.aspx?CATID=61&ID=158731

 

Yukarıda anlattığım ilk sette tadılan dört şarap eşliğinde Mimolett’in biz misafirler için hazırladığı tatlar ise “Vanilyalı enginar püreli Deniz Tarağı” ile “Maydanoz yağlı Somon confit”…

“Somon confit” asidite ve maydanozun içerdiği otsu ve yeşil aromalar sabebiyle “Pur Sang” Pouilly Fumé (Sauvignon Blanc) ve “William Fevre” (Chardonnay- Chablis) ile iyi bir uyum sağladı.

Kremamsı kıvamda olan vanilyalı enginar püreli Deniz Tarağı (sanırım Deniz Tarağı tavada tereyağı ile pişirilmişti) ve “Corton Charlamagne” Chardonnay arasındaki uyum tek kelime ile mükemmel oldu.

Gence Bey, Gravner’in “Breg Anfora” şarabı ile masadaki mimolet peynirini önerdi daha uyumlu olması açısından. Bu tarz şaraplar ile Japon yemeklerinin (suşi – sashimi gibi) uyumlu olabileceğinin altını çizdi. Enteresan tuzlu bir mineral yapısı olan şarap gerçekten de suşi veya sashimiler ile uyum sağlayabilir. Bir ara bu şaraptan edinip böyle bir denemeye geçmek şart…

 

Tadımdaki ikinci sette sunulan şaraplar kaldığımız yerden sırasıyla:

5-      Les Vins de Vienne “Taburnum” VdP des Collines Rhodaniennes, 2006

Fransa’nın Rhone vadisinin “Collines Rhodaniennes” apelasyonundan gelen “Taburnum”, 100% Viognier üzümlerinden üretilmiş. Buradaki viognier bağları şist ve kuvartz içeren bir teruar yapısına sahip. Üretici “Les Vins de Vienne” organik tarım metoduyla bağcılık yapıyor. 19 ay yeni meşe fıçılarda dinlendirilen bu şaraptan 500 kasa üretilmiş.

Yeşil altına kaçan bir renge bürünen şarap en başta içerdiği yoğun çiçeksi ve meyvemsi notlar ile şarabın “viognier” olma ihtimalini kuvvetlendiriyor. Velhasıl ilginç bir mineral karakteri de sahip olan şarap burunda ve damakta çiçeksi aromaların yanı sıra, kayısı, limon, bal ve arkadan fıçı aromalarına sahip. Damakta canlı, orta gövdeli ve belirgin mineral izler bırakıyor.

Tattığım en yoğun mineral kıvamdaki “Viognier” diyebilirim.

 

6-      Sine Qua Non “Kolibri” California White Wine, 2008

“Sine Qua Non” aslında efsanevi bir Kaliforniyalı üretici. Kırmızı şaraplarının ciddi bir efsanevi boyutu olduğunu duyduğum “Sine Qua Non”un “Kolibri” adını verdikleri beyaz şarabı da beni oldukça etkiledi açıkçası.

%69 Roussanne ve %31 Viognier kullanılmış olan şarap, Kaliforniya’nın Santa Rita Hills bölgesindeki Kumlu Kil teruarında üretilen üzümlerden yapılmış. Üretici Organik bağcılık yaparken, bu şarap için 18 ay beton yumurtalarda dinlendirmeyi uygun görmüş. Toplam 550 kasa üretilmiş.

Altın sarısı renge sahip şarap burunda oldukça parfümsü nitelikte. Önden ıhlamur başta olmak üzere çiçeksi aromalar belirgin. Arkadan ananas bazlı tropik meyve aromaları, bal, kayısı ve belirgin mineral notlar ile bütünleşiyor.

Damakta canlı bir asiditeye ve üst yapıda bir gövdeye sahip. Şeftali ve kavun aromalarını da içeren meyvemsi aromalar damakta oldukça belirgin bir yapıda. Meyvemsi ve mineralsi notlar eşliğinde temiz ve uzun sayılabilecek nitelikte bir bitimi var.

Bence kesinlikle çok hoş bir şarap…

 

7-      Weingut Prager Riesling Smaragd Wachstum Bodenstein, 2006

Avusturya’nın “Smaragd Wachau” bölgesinde üretilen bu enfes Riesling “Metamorfik granit” teruar yapısına sahip bağlarda üretiliyor. Üretici biyodinamik bağcılık yaparken, 22 ay çelik tanklarda dinlendirilen şaraptan 400 kasa üretilmiş.

Kör tadımda kendini belli eden şaraplardan biri olan “Riesling” gerçekten üstün bir nitelikteydi bana göre. Yeşil altına çalan bir renge sahip şarap burunda etkileyici bir yoğunluğa sahip.

Tropik meyve aromalarını, narenciye, kayısı, erik ve başta gül olmak üzere çiçeksi aromalar takip ediyor. Klasik olarak bir rieslingden beklenebilecek petrol aromaları olmasa da damakta müthiş bir dengeye sahip şarap yoğun bir gövdeye ve capcanlı bir asiditeye sahip. Meyve ve çiçek aromaları eşliğinde uzun, hafif tatlımsı ve müthiş keyifli bir bitimi var.

 

8-      Domaine Zind-Humbrecht Pinot Gris “Clos Windsbuhl” Hunawihr, 2006

Domaine Zind-Humbrecht, Fransa’nın Alsace bölgesinde (Hunawihr) üretim yapıyor. Pinot Gris bağları “Muschelkalk Kireçtaşı” yapısında bir teruara sahip. Biyodinamik bağcılık yapan üretici bu şarabı 10 ay dev, eski “foudre”larda dinlendirmiş. Şaraptan 450 kasa üretilmiş.

Altın sarısına bürünmüş şarap oldukça aromatik bir yapıya sahip. Burunda önden narenciye, bal, nektar, kayısı, kuru meyve aromaları arkadan çiçeksi aromalarla ve bir süre sonra derinden petrol aromalarıyla bütünleşiyor. İlginç bir topraksı aroma yapısı da var şarabın.

Damak yoğun gövdeli ve baharatsı. Kesinlikle çok iyi ve bir o kadar da çok ilginç bir Pinot Gris. Müthiş uzunlukta ve tatlımsı nitelikte bir bitimi var. Gence Bey’in bahsettiğine göre litrede 50 gram şekere sahipmiş bu şarap.

Böyle güzel bir gece için gerçekten keyifli bir bitim oldu bu şarap…

 

Yukarıda bahsettiğim ikinci set tadımda şaraplara eşlik eden yemekler ise “tuna tartare” ile “trüf yağlı risottini” oldu.

“Risottini”ler top şeklinde balsamik sos olduğunu sandığım sos ile servis edilirken bana göre aromatik ve yoğun yapısı ile özellikle Alsace Pinot Gris ile iyi uyum sağladı. Velhasıl bu Pinot Gris tek başına içilirse çok daha fazla keyif vereceğe benziyor bence…

Tuna Tartare ise ferahlatıcı yapısı ile bana göre gerek Avusturya Riesling’i gerekse de “Taburnum” Viognier ile hoş bir uyum içinde oldular. Risottini ile Riesling de fena gitmedi ancak ben Tuna Tartare’a daha çok yakıştırdım…

“Kolibri” Sine Qua Non, tıpkı yukarıda bahsettiğim Alsace Pinot Gris gibi, bana göre tek başına içilmeli, keyfine daha çok varmak için…

 Bu keyifli ve güzel gece için sevgili Gence Alton ve Kayra çalışanlarına ayrı ayrı teşekkür eder, bu tarz etkinliklerin devamının gelmesi dileğiyle efendim…

About Murat Mumcuoglu

Organizing wine tastings, food & wine events and winery tours ... Holder of WSET Level 3 certificate...
Bu yazı Avusturya şarapları, Bourgogne, Chardonnay, Fransız şarapları, Kaliforniya Şarapları, Loire Vadisi şarapları, Mimolett, Pinot Gris, Pouilly Fumé, Restoranlar, Rhone, Riesling, Roussanne, sauvignon blanc, Tadım Notları, Viognier, İtalyan şarapları içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s