Chateau Nuzun’da bir haftasonu…

Geçen Pazar “Chateau Nuzun”u ziyaret ettim arkadaşlarla beraber. İtiraf etmeliyim, nihayet İstanbul’a yakın adam gibi önceden randevunuzu alıp şarap üretim tesisini ve bağlarını gezdiren ardından da şaraplarını tattıran bir yer var “Chateau Nuzun”un sahibi Necdet Uzun sayesinde…

Necdet Bey yıllarca Amerika’da yaşamış bir Elektronik Mühendisi aslında. Şaraba oldukça meraklı biri ve bu merak uğruna Amerika’dan ayrılıp Türkiye’ye dönerek Marmara Ereğlisi – Çeşmeli köyü yakınlarında şarap işine giren bir şarap tutkunu aynı zamanda.

Türkiye’de bu işe başlayan herkes gibi yeteri kadar zorluklarla boğuşurken, bir yandan da hiçbir önolog yardımı almadan şaraplarını üretmeye başlamış.

70 dönümlük bağında ağırlıkla Cabernet Sauvignon ekili, ayrıca Merlot ve Pinot Noir bağları da var. Pinot Noir bağlarını kuzeydeki yamaca ektiğini söylüyor, “bu bağın mikrokliması diğerlerine göre daha farklı, bol rüzgar alıyor, bu bakımdan uygun Pinot Noir için uygun olabileceğini düşündük” diye ekliyor.

Kırmızı şaraba olan merakından olsa gerek hiç beyaz üzüm bağı yok, tüm bağ kırmızı üzümlerden oluşuyor. Az miktarda da Kaliforniya’dan getirdiği Zinfandel var.

Bağ küçük olunca ister istemez butik üretim yapıyor Chateau Nuzun. Mahzende bekleyen fıçılara teker teker bakıyoruz Necdet Bey’le. İlk fıçılarının “light toast” tipi Fransız meşe fıçıları olduğundan bahsediyor. 2008 rekoltesi Syrah ve Cabernet Sauvignon’da bu fıçıları kullanmışlar. Daha sonradan “medium toast” Fransız meşe fıçıları almışlar; fıçılar “Tonnellerie Bordeauxlaise” ‘den…

2009’da bağlarını dolu vurmuş Necdet Bey’in. Asmalarda kalan üzümleri teker teker dikkatlice toplayıp, kendilerince bir kupaj yapmışlar. Şimdiden söylemek gerek, bu kupajın kendisi daha piyasaya çıkmadan adını duyurdu, bakalım piyasaya çıkınca neler olacak…

Modern görünümlü binanın içindeki geniş şarap tadım salonu binanın modern görünümüne tezatlık oluşturacak şekilde klasik bir anlayışla ve zevkle döşenmiş. Tadım salonu geniş ve ferah, keyifli sohbetler eşliğinde şarapların tadılabileceği bir mekan. Biz de öyle yaptık zaten…

Necdet Bey bize ilk olarak 2008 rekoltesinden bir Syrah açıyor. Burunda orta üst yoğunluktaki Chateau Nuzun Syrah 2008, yoğun meyvemsi bir karakterde. Kara orman meyveleri kendini hissettirirken, Syrah’tan beklenebilecek baharatsı izleri pek taşımıyor şarap.

Necdet Bey bu şarabın 24 gün “extended maserasyon” sürecinin ardından 10 ay light toast meşe fıçıda beklediğini söyledi. Şarapta meşeden gelen aromalar açıkçası pek iz taşımıyor. Bu açıdan, şarap meyvemsi karakterini iyi korumuş diyebiliriz.

Orta gövdeli olan şarap ortanın hafif üstü bir asiditeye sahip. Tanenler yumuşak, bitimi canlı ama ortanın altı uzunlukta.

Bir diğer 2008 rekoltesi şarap olan Chateau Nuzun Cabernet Sauvignon 2008 ise derin yakut kırmızısı rengi ve yoğun aromalarıyla kendini hissettiriyor. Burunda önden kakao, hafif çikolata ve tütün gelirken arkadan kırmızı orman meyveleri, mürdüm eriği ve hafif narenciye belirgin izler bırakıyor.

Bir önce tattığımız 2008 Syrah gibi 10 ay light toast meşe fıçıda bekletilmesine rağmen, fıçıdan gelen aromalar biraz daha iyi entegre olmuş gibi bu şaraba. Bu durum belki de üzümün kendi karakteriyle de ilgili olabilir diye tartışıyoruz.

Damakta meyvemsi ve canlı bir şarap, özellikle mürdüm eriği bir süre sonra daha da belirginleşirken, arkalardan hafif kuru domates tonları da almaya başlıyorum.

Rahat içimli, Fransızların tam “feminen” dedikleri bir şarap bu bence, zira tanenler çok zarif, asidite orta düzeyde ve dengeli, orta gövdesinin yanında, şarabın bitimi ortanın üstü uzunlukta.

Necdet Bey sağolsun bizden 2009’daki dolu felaketi sonrası yarattığı şarabını esirgemedi ve %65 Cabernet Sauvignon, %22 Merlot, %10 Syrah, %3 Pinot Noir içeren bu şarabı da tattırdı.

Derin koyu bir kırmızı renge sahip şarapta burunda aroma yoğunluğu çok iyi. Öncelikle diğer şaraplarda pek hissedilmeyen baharatsı aromalar bu şarapta ön plana çıkıyor. Arkadan meşeden gelen füme tonlarını meyan kökü ve kara orman meyve aromaları takip ediyor.

Damakta canlı bir asiditeye baskın tanenler eşlik ediyor. Orta-tam gövdeli olan bu şarap belli bir süre bekletilebilecek bir potansiyeli olduğunu hemen hissettiriyor. Uzun bir bitişe sahip olan bu şarabın ne zaman piyasaya çıkacağını soruyorum Necdet Bey’e, “sanırım Sonbahar” cevabını alıyorum… Bana göre ses getirebilecek bir şarap bu.

Necdet Bey’le sohbet etmek çok keyifli zira bu işi tutkuyla yaptığı aşikar. Bize deneme üretimi yaptıkları Zinfandel’lerinden tattırıyor zevkle. 2010 rekoltesi olan Zinfandel’ler yukarıda bahsettiğim gibi Kaliforniya’dan gelmiş fidelerden üretiliyor. Şarap deneme üretimi olduğundan fazla iz bırakmadığını söylemek gerek, belki bir “blush” için üretime geçilebilir diye konuşuyoruz aramızda.

Gelgelelim, muhabbetin şarap sever diğer dostların kulaklarını çınlattığı dakikalarda Necdet bey bu dostlardan birinin “Mustafa Çamlıca”nın Istranca Dağları’ndaki bağlarından üretilen beyaz şaraplarından birini açmayı öneriyor.

İzmir’de “Yıllanmış Türk Kırmızıları” tadımında Mustafa Bey’in hepimize ikram ettiği “Viognier”nin tadı halen damağımdayken, böyle bir teklifi içtenlikle kabul ediyorum 🙂

Şişenin üstünde sadece 2009 yazıyor ama şarabın hangi üzümden yapıldığı konusunu şarabı içince konuşmaya başlıyorum Necdet Bey’le.

Şarap bana burundaki yoğun parfümsü aromaları ile Viognier’yi anımsatırken, Necdet Bey şarabı tattıktan sonra Chardonnay diyor. Yoğun çiçeksi aromaları yoğun kayısı, sarı elma, portakal çiçeği ve narenciye aromaları takip ediyor.

Damakta canlı asiditesi ve orta-üst gövdesi ve uzun bitimi ile çok iyi bir beyaz şarap bu. Şarap halen kafamda “Viognier “ mi “Chardonnay” mi sorularını barındırmakla birlikte, geziden sonra bunu Mustafa Bey’e sorduğumda, ürettiği Viognier’nin bu yoğunlukta parfümsü aromalar içerdiğini ve hatta bitişte 90 puanlık bir Condrieu kadar güçlü ve uzun diye cevap veriyor… Bu yoruma kesinlikle katıldığımı belirtmeliyim…

Birkaç şişe Chateau Nuzun şarabını evdeki kava eklemek üzere aldıktan sonra 🙂 Necdet Bey’e geçirdiğimiz keyifli saatler ve içtiğimiz güzel şaraplar için teşekkürlerimizi sunuyoruz ve Chateau Nuzun’dan ayrılıyoruz.

Bilmeyenler için “Chateau Nuzun” İstanbul’da Mania Gurme’de, Rouge Kav’da ve Sensus Wİne Butik’te satılıyor. Ayrıca Necdet Bey’in bana söylediğine göre Ulus 29 ve Mimolett’te de şarapları menüye girmiş. Ama bence siz Marmara Ereğlisi’ne gidip Necdet Bey’le tanışın, şarabını tadın ve oradan satın alın ve dönün… Eminim restoran satış fiyatına göre daha ekonomik olacaktır !…

About Murat Mumcuoglu

Organizing wine tastings, food & wine events and winery tours ... Holder of WSET Level 3 certificate...
Bu yazı Cabernet Sauvignon, Chateau Nuzun, Merlot, Pinot Noir, Shiraz/Syrah, Tadım Notları, Viognier, şarap gezileri, şarap turizmi içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

1 Response to Chateau Nuzun’da bir haftasonu…

  1. Mustafa dedi ki:

    çok guzel bir sey buradan haberdar olmak , dilerim daha niceleri kurulur, yorumlar için tesekkurler Murat, sayende damak zevkimiz gelisiyor.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s